Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/34939 E. 2014/4210 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/34939
KARAR NO : 2014/4210
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/126924
MAHKEMESİ : Suruç Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2012/627 (E) ve 2013/259 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Yasanın suç tarihinde yürürlükte olan 142/1-f maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile 163. maddenin 3. fıkrası olarak eklenen karşılıksız yararlanma suçunun öğelerinin farklı olduğu ve suç tarihinde yürürlükte olan hırsızlık suçuna konu elektrik enerjisinin değerinin az olması halinde TCK’nın 145. maddesinin uygulanabileceği değerlendirilmiştir.
TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanunkoyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda da bilirkişi raporunda katılan kurumun zararı 28,57 TL olarak hesaplanmış ise de, katılan kurum tarafından düzenlenen 02.06.2009 tarihli tahakkuk belgesinde, vergisiz ve cezasız kaçak kullanım(aktif) bedelinin 25 Kuruş olduğunun belirtilmesi karşısında; sanık hakkında TCK’nın 145. maddesi uygulanarak karşılaştırma yapılması gerekirken sanık TCK’nın 163/3. maddesinin lehe olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Ceza Genel Kurulunun 07.02.2012 gün ve 397-25 sayılı kararında da belirtildiği üzere; katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için, ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmadığı gözetilmeden, katılan vekilinin duruşmaya iştirak etmediği gerekçesiyle maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık B.. Ş..’in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.