Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/3469 E. 2014/1981 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3469
KARAR NO : 2014/1981
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/86921
MAHKEMESİ : Kocaeli Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2012
NUMARASI : 2010/351 (E) ve 2012/38 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelemesinde;
Dosya kapsamına göre, sanığın eylemini gerçekleştiği sırada saatin 04.00 civarında olduğunun anlaşıldığı, suç tarihi olan 07.08.2010 günü güneşin 04.59′ da doğduğu, yaz saati uygulaması nedeniyle anılan değere bir saat ilave edileceği, yine TCK’nın 6. maddesi uyarınca gece vaktinin güneşin doğuşundan bir saat evvele kadar devam etmesi gerektiği de gözetildiğinde, sanığın eylemini geceden sayılan zaman diliminde gerçekleştirdiği, bu itibarla hakkında hükmolunan cezada TCK’nın 143. maddesi uyarınca arttırım yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Nüfus kaydı örneği ve iddianame içeriğine göre, kayden 16.05.1998 doğumlu olup suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında kurulan hükümde yaş küçüklüğü sebebiyle uygulama yapılırken TCK’nun 31/2 maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapılması yerine 15-18 yaş grubunda olduğunun kabulü ile 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. Ö.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında sanık hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle yapılan indirime ilişkin (A-3)numaralı madde çıkarılarak yerine ”Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa verilen cezadan TCK’nın 31/2 maddesi uyarınca ½ oranında indirim yapılmak suretiyle, suça sürüklenen çocuğun 1 yıl 1 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına” cümlesi eklenip sonuç cezanın 1 yıl 1 ay 6 gün hapis cezası olarak belirlenmesine, yine TCK’nın 51. maddesine göre belirlenen denetim süresi kısmındaki ”1 yıl 5 ay 18 gün” ibaresi çıkarılıp yerine ”1 yıl 1 ay 6 gün” ibaresi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler ile ilgili temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Dosya kapsamına göre, sanığın eylemini gerçekleştiği sırada saatin 04.00 civarında olduğunun anlaşıldığı, suç tarihi olan 07.08.2010 günü güneşin 04.59′ da doğduğu, yaz saati uygulaması nedeniyle anılan değere bir saat ilave edileceği, yine TCK’nın 6. maddesi uyarınca gece vaktinin güneşin doğuşundan bir saat evvele kadar devam etmesi gerektiği de gözetildiğinde, sanığın eylemini geceden sayılan zaman diliminde gerçekleştirdiği, bu itibarla hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlali suçundan TCK’nın 116/2-4 maddesi ile uygulama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında yüklenen her bir suç yönünden TCK’nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığına dair rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden yalnızca hırsızlık suçundan rapor aldırılması,
2-Kabule göre de;Suç tarihinde adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan katılanın zararının bulunmadığı da değerlendirilip denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde tartışılarak, anılan Kanun maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, “mağdur zararını gidermediği anlaşıldığından yasal şartları oluşmamakla” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmesi,
3-Nüfus kaydı örneği ve iddianame içeriğine göre, kayden 16.05.1998 doğumlu olup suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde yaş küçüklüğü sebebiyle uygulama yapılırken TCK’nun 31/2 maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapılması yerine 15-18 yaş grubunda olduğunun kabulü ile 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
4-Mala zarar verme suçundan tayin edilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle TCK’nın 50/2 maddesi gereğince para cezasına çevrilmesine yasal imkan bulunmadığından TCK’nın 50/1 maddesindeki diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi yerine yazılı şekilde para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesi,
5-İş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından tayin edilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesi karşısında yasal imkan bulunmadığı halde belirtilen cezaların TCK’nın 51 inci maddesi gereğince ertelenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık E.. Ö.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.