Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/3078 E. 2014/63 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3078
KARAR NO : 2014/63
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/78699
MAHKEMESİ : Afşin Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/01/2012
NUMARASI : 2011/206 (E) ve 2012/13 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Müştekiye ait ahırın asma kilidi kırılarak hırsızlık eyleminin gerçekletiğinin anlaşılması karşısında mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlemyapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen hapis cezasının 2 yıl süreyle gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme seçenek yaptırımına çevrildiği, 01.03.2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5739 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 106. maddesi 4. fıkrasında yer alan “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk O.. D.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükmün 9. fıkrasından “hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verileceğinin” çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuğun kolluk görevlilerine yakalanması ile çalmış olduğu eşyaların yerini göstererek müştekiye soruşturma aşamasında iadesini sağladığı anlaşılması karşısında koşulları oluştuğu halde hakkında TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanmaması,
2- 5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; 42.00 TL değerindeki bakır leğen, tava ve tencere çalan suça sürüklenen çocuk hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk O.. D.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.