Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/3061 E. 2014/1851 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3061
KARAR NO : 2014/1851
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/77122
MAHKEMESİ : Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/07/2011
NUMARASI : 2010/255 (E) ve 2011/568 (K)
SUÇ : Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekiye ait büfeye gidip, ayçiçek yağı ve kola almak istediğini söyleyen sanığın, 6,75 TL tutan bu malzemelerin ücretini vermek için 200,00 TL tutarındaki banknotu müştekiye verdiği; müştekinin para üzeri olan uzattığı 193,75 TL’yi alan sanığın, malzemelerin 3.50 TL tutması gerektiğini söyleyerek, malzemeleri almaktan vazgeçip elinde tuttuğu para üzerinin içerisinden 100.00 TL’yi el çabukluğu ile alarak müştekiye iade ettiği ve daha önceden verdiği 200.00 TL’yi de geri aldığı; bu sırada, para üzerinin 100,00 TL eksik olduğunu fark eden müştekinin sanığı yakalayarak polis memurlarına teslim ettiği anlaşılmakla; açıklanan şekilde gerçekleşen sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-b maddesine uymadığı; olayın meydana geldiği büfenin bina vasfında olup olmadığının belirlenmesinin ardından, bina vasfında olduğunun tespiti halinde TCK’nın 142/1-b, aksi halde ise 141/1. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmeyerek, hatalı nitelendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi;
2-Sanığın sabıkasında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağı; suçun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle bir zararın da oluşmadığı; 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde yer alan ölçütün değerlendirilmesi suretiyle, sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate ulaşılarak tayin edilen cezanın ertelendiği; erteleme müessesesinden daha lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının da anılan nedenlerle oluştuğu gözetilmeden zararın giderilmediği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmesi;
3-5395 sayılı Yasanın 35. maddesine aykırı olarak, gerekçesi gösterilmeksizin, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında sosyal inceleme raporu aldırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Hükmün 1. fıkrasında, beraat eden sanıklar hakkında yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakıldığının belirtilmesine karşın; sanık N.. K.. ile ilgili hüküm kısmında, dosya kapsamında yapılan tüm yargılama giderlerinin sanığa yüklenmesine karar verildiğinin yazılması;
Kabule göre ise;
5-5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesine aykırı olarak, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının aynı yasanın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezası ya da seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi;
6-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-b maddesi ile uygulama yapıldığının belirtilmesine karşın, bu madde için yasada öngörülen alt sınırın 3 yıl hapis cezası olduğu halde, temel cezanın 2 yıl olarak tayin edilmesi;
7-Teşebbüs nedeniyle ceza indirimine gidilirken, sanığın eyleminin ulaştığı düzey ve suç yolunda alınan mesafe dikkate alındığında, daha az oranda indirim yapılması gerektiği halde, yapılabilecek en yüksek seviyedeki ¾ oranında indirime gidilip eksik ceza tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 23.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.