Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/2955 E. 2014/4433 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2955
KARAR NO : 2014/4433
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/132229
MAHKEMESİ : İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2010
NUMARASI : 2009/174 (E) ve 2010/317 (K)
SUÇ : Hırsızlı, resmi evrakta sahtecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1)Hakkındaki hüküm kesinleşen diğer sanık A.. Y..’ın suça konu otomobili geçici süreliğine aldığını belirttiği sanık Ö.. Ç..’ın, aşamalardaki tüm beyanlarında suçlamaları inkar etmesine karşın, sanık Abdulmenaf ile birlikte Şemdinli ilçesine söz konusu otomobile binerek gittiklerini belirttiği; ayrıca, sanık Özgür’ün, olay tarihinden sonra 23/06/2008 günü başka bir otomobil ile seyir halinde iken durdurulduğunda, dava dışı bu otomobilin çalıntı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla; öncelikle, montunun cebinden kontak anahtarını alıp kaçan şahsı arkadan gördüğünü beyan eden mağdurun verdiği eşkal bilgilerinin sanık Ö.. Ç..’ın eşkali ile uyumlu olup olmadığının belirlenmesi; diğer yandan, sanık Ö.. Ç.. ile temyiz dışı diğer sanık A.. Y..’ın ifadelerinde adı geçen G. Ç. isimli şahsın açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilip, bu şahsın tanık sıfatı ile beyanına başvurularak, suça konu otomobil hakkında bilgi alınması ile delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinin ardından sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi;
2)Mağdurdan çalınan otomobil, üzerinde …………. sayılı plakalar bulunduğu halde Şemdinli ilçesinde yakalandığında, bu plakalar ile ibraz edilen ruhsatın sahte olduğu şeklindeki emniyet fezlekesine itibar edilerek sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılıp bu suçtan hüküm kurulduğu; ancak, suça konu plakalar ile araç ruhsatının duruşmaya getirtilerek incelenmediği gibi, sahte olup olmadıkları hususunda uzman bir bilirkişiden rapor dahi alınmadığı anlaşılmakla; öncelikle suça konu eşyaların duruşmaya getirtilip incelenerek tespit edilecek bulguların duruşma tutanağına yansıtılması, gerekli görüldüğü halde belgelerin sahteliğine ilişkin uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulması ile belgelerin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadıkları hususu karar yerinde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kabule göre de;
3)Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ile sahte belge sayısı ve çeşitliliği dikkate alınarak, hırsızlık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından tayin edilen temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
4)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilip, 2 yıl denetim süresi belirlenmesi karşın, hüküm fıkrasına “ üç yıl içinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda bu cezanın da yerine getirileceği uyarısı yapılmasına” şeklindeki bölümün ilave edilmesi;
5)Resmi belgede sahtecilik suçundan hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53/3. maddesi gereğince kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ö.. Ç..’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının gözetilmesine; 13.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.