YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2952
KARAR NO : 2014/8964
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/132219
MAHKEMESİ : İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2010
NUMARASI : 2009/611 (E) ve 2010/638 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I) Sanık S.. M..’in katılanlar Boyner Mağazacılık A.Ş. ve M.. O..’e karşı gerçekleştirdiği hırsızlık suçu bakımından yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hırsızlık suçundan hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53/3. maddesi gereğince kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. M.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçu ile ilgili hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanması” ile ilgili bölümün tümden çıkarılarak yerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmamasına“ tümcesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II) Sanık S.. M..’in müşteki A.. E..’a karşı gerçekleştirdiği hırsızlık suçu bakımından yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Kayden sabıkasız olup, suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş olan sanık S.. M.. hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/1. maddesinde yazılı adli para cezası ya da seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, TCK’nın 50/3. maddesine aykırı davranılması,
2)Sanığın suç tarihinde kayden sabıkasız olduğu; hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle bu suç açısından bir zararın oluşmadığı; 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde yer alan ölçütün değerlendirilmesi suretiyle, sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate ulaşılarak tayin edilen cezanın ertelendiği; erteleme müessesesinden daha lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının da anılan nedenlerle oluştuğu gözetilmeden ekonomik bakımından bir değer ifade etmeyen etiketlerin sökülmüş olması nedeniyle zarar meydana geldiği ve bu zararın giderilmediği şeklindeki hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. M.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13.03.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.