Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/29393 E. 2014/18110 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29393
KARAR NO : 2014/18110
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/399419
MAHKEMESİ : Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2010
NUMARASI : 2008/331 (E) ve 2010/442 (K)
SUÇ : Bilişim suçu

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Av. S. Ç.’nin ilk olarak 02.04.2009 tarihli duruşmaya katılarak sanık müdafii olduğunu beyan ettiği, mahkemece 28.05.2009 günü açılan ara celsede sanığın savunmasının alındığı ve bundan sonraki 09.07.2009 tarihli oturuma da adı geçen avukatın sanık müdafii olarak katıldığı ve fakat dosyada mevcut, hakim havalesiz, 05.10.2009 tarihli dilekçe ile sanığın müdafiiliğinden çekildiğini ve durumun sanığa tebliğini istediği halde yargılama aşamasında bu hususun sanığa tebliğ edilmediği ve yokluğunda verilen 30.03.2010 tarihli hükmün Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca sanığın savunmasında bildirdiği adrese 16.09.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, 1136 sayılı Yasanın 41/1 ve 7201 sayılı Yasanın 11 ile 35. maddeleri gözetildiğinde; 16.09.2010 tarihli tebliğin usulüne uygun olmadığı ve sanığın bilahare tayin ettiği müdafiinin eski hale getirme talebinin yerinde olduğu ve bu sebeple öğrenme üzerine yapılan 22.08.2011 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
1-Sanık müdafii Av.S. Ç.’nin yargılama aşamasında 05.10.2009 tarihli dilekçe ile müdafiilikten istifa ettiği anlaşılmakla, istifa dilekçesi ve bilahare belirlenen duruşma günleri sanığa tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilip yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kabule göre de ;
a-Sanığın, satış müdürü olarak çalıştığı şirketin muhasebe bilgisayarına yetkisi olmadığı halde kendi bilgisayarından girerek, 2007 yılının 11.ayından, 2008. yılının 3.ayına kadar olan zaman diliminde sistemdeki bilgiler ile oynama yapmak suretiyle kendi hesabına para aktartığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.11.2009 gün ve 193/268 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-e maddesinde öngörülen “bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
b-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasında yer alan ve koşullu salıverme tarihine kadar süren hak yoksunluğunun sadece sanığın “kendi altsoyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından olduğunun gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
c-Bu dava sebebiyle yapılan 9 TL yargılama giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. Ç.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 20.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.