YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28498
KARAR NO : 2014/34455
KARAR TARİHİ : 03.12.2014
Tebliğname No : 2 – 2013/124107
MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2012/1200 (E) ve 2013/53 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın hangi tarihten itibaren kurumda kaydı bulunmayan sayacı kullandığının kesin olarak saptanması, kayıtlı olmayan sayacın kullanıldığı süreye ve tespit tutanağında belirtilen toplam güce göre yine tespit tutanağında belirtilen endeks değerinin uyumlu olup olmadığı konusunda teknik bilirkişiden rapor alınması, sonucuna göre de sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03.12.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Suç tespit tutanağı’nda “alt kapağı mühürsüz idareye kaydı olmayan sayaçtan elektrik kullanmak” kaydı mevcut olup, söz konusu sayacın değiştirilerek kullanıldığına veya tüketim kaydına engel olunduğuna dair hiçbir tespit mevcut değildir. Tam tersine kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiği anlaşılmaktadır.
Tespit tutanağında da tüketim kaydı mevcuttur.
Suç tespit etmeyen bu tutanak temel alınarak ve başkaca bir soruşturma yapılmadan “kayıtsız mühürsüz sayaçtan kaçak elektrik kullandığı” iddiasıyla düzenlenen iddianamenin CMK’nın 174. maddesine dayanılarak iadesi yoluna gidilmesi mümkünken bu yapılmamıştır.
Katılanın duruşmaya katılmış, suçun subutuna dair delil sunmamıştır.
Sanık kullandığı elektriğin sayaçtan geçtiğini, maddi durumu iyi olmadığından sözleşme yapmadığını beyan etmiş olup; duruşma sonucunda “sanığın sayaç tarafından tüketim kaydedilmesini engelleyecek mahiyette müdahalesinin bulunmadığı ve suçun unsurları yönünden oluşmadığı” gerekçesiyle CMK’nun 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulmuştur.
Açıkça görülüyor ki ne soruşturma evresinde ne de kovuşturma evresinde sayaçtan geçirilmeksizin elektrik kullanıldığına dair bulgu bulunmadığı, dolayısıyla TCK’nun 163. maddesinin üçüncü fıkrasındaki tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi hâlinin mevcut olmadığı açıktır. Kovuşturma evresinde teknik bilirkişiden rapor alınsa bile, sayaçta tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale bulunmadığından sonucu değiştirmeyecektir. Nitekim Dairemizden aynı konuda geçen dosyalarda düzenlenen bilirkişi raporlarında da aksi durum hiç olmamıştır. Örnek: 2014/34395, 2014/34933, 2014/34178, 2013/32384, 2014/24862, 2014/34316, 2014/26439, 2014/23881 sayılı dosyalar,
Suç tarihinin 27.01.2009 olması karşısında bu tarihden şu anki zaman itibariyle yaklaşık 6 yıl sonra yapılacak bilirkişi incelemesi zaman ve kaynak israfı dışında hiçbir anlam taşımayacaktır. Gerçek bilirkişinin duruşmayı yapan yargıç olduğu da unutulmamalıdır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye, takdire, iddiaya dayanak alınan tespit tutanağında kayıtsız sayaçtan elektrik kullanılması dışında, sayaca, yapılan tüketimi kaydetmesine engel olacak bir müdahalede bulunulduğuna, eksik kayda, tüketimin düşürülmesine veya sayacın kullanıcı tarafından sıklıkla değiştirilerek kullanıldığına dair hiçbir tespit yer almadığının, soruşturma evresinde de karşılıksız yararlanmayı ortaya koyan delil toplanmadığının anlaşılmasına göre, katılan vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak onanması kanaatindeyim.