YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27717
KARAR NO : 2014/19202
KARAR TARİHİ : 28.05.2014
Tebliğname No : 2 – 2013/150260
MAHKEMESİ : Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2011/402 (E) ve 2012/1103 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Ceza Yargılama Yasasında mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK’nın 193/2. maddesinin “ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek” hâllerle sınırlı olarak uygulanabileceği, bu hâller dışında, mutlaka sanığın sorgusunun yapılmasının gerektiği gözetilmeyip, sanığın savunması yöntemince saptanmadan hüküm kurulması,
2-Sanığın hangi tarihten itibaren kurumda kaydı bulunmayan sayacı kullandığının kesin olarak saptanması, kayıtlı olmayan sayacın kullanıldığı süreye ve kurulu güce göre kaçak elektrik tespit tutanağında belirtilen endeks suç tarihinin öncesine ve sonrasına ait tüketim ekstreleri getirtilerek aylık tüketimler itibariyle değerinin uyumlu olup olmadığı konusunda inceleme yapılması, sonucuna göre de sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, sanığa “bilirkişi tarafından hesaplanan normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Suç Tespit Tutanağı’nın düzenlenme sebebi sadece “kayıtsız sayaç (sözleşmesiz elektrik) kullanmak” olup, söz konusu sayacın değiştirilerek kullanıldığına veya tüketim kaydına engel olunduğuna dair hiçbir tespit mevcut değildir. Tam tersine kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiği ve tutanak düzenlenirken kesildiği anlaşılmaktadır.
Suç tespit etmeyen bu tutanak temel alınarak ve başkaca bir soruşturma yapılmadan düzenlenen iddianamenin CMK’nun 174. maddesine dayanılarak iadesi yoluna gidilmesi mümkünken bu yapılmamıştır.
Kovuşturma evresinde yapılan araştırmalara rağmen sanığa ulaşılamamış, müşteki kuruluştan tüketim ekstresinin ve diğer bilgilerin getirtilmesi, teknik bilirkişiden rapor alınması gibi işlemlerin ardından yapılan delil değerlendirilmesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle CMK’nun 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulmuştur.
Açıkça görülüyor ki ne soruşturma evresinde ne de kovuşturma evresinde sayaçtan geçirilmeksizin elektrik kullanıldığına dair bulgu bulunmadığı, dolayısıyla TCK’nun 163. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi” şartının mevcut olmadığı açıktır.
Ayrıca böyle durumlarda sayacın sökülmeyip, kullanıcının sözleşme yapması yoluna yönlendirilmesi de ortada karşılıksız yararlanma olgusunun bulunmadığını göstermektedir.
CMK’nun 193. maddesine 2253 sayılı Kanun’un 28. maddesiyle eklenen ikinci fıkrada aynen şu hüküm mevcuttur: “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.”
Anılan hükmün değişiklik gerekçesi de şu şekildedir. “5271 sayılı Kanunun 193 üncü maddesine bir fıkra eklenmiştir. Buna göre, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir.”
Yüksek Daire çoğunluğunun bozma ilamında belirttiği şekilde “ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabileceği” sınırlamasına madde hükmünde de değişiklik gerekçesinde de yer verilmemiştir.
CMK’nun 193. maddesinin ikinci fıkrasının açık hükmü karşısında; toplanan deliller beraat kararı verilmesi kanaatine vardırdığında sanığın sorgusunun yapılmasına gerek bulunmadığı, kaynaklarımızın vaktinde ve doğru sonuç almak yolunda özenli kullanılması gerektiği, eksik soruşturmayla açılan davada sanığın aleyhine bir uygulama olacak şekilde mutlaka sorgusunun yapılmasını şart koşmanın dayanağının olmadığı, usul ekonomisi ile adalet duygusunun da böyle gerektirdiği, Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesinin beraat hükmünün onanmasının yerinde olacağı düşüncesindeyim.
Açıkladığım sebeplerle 2014/6572 sayılı bozma ilamına muhalifim.28.05.2014