Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/27402 E. 2014/31935 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27402
KARAR NO : 2014/31935
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/56281
MAHKEMESİ : Reyhanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2010
NUMARASI : 2007/159 (E) ve 2010/264 (K)
SUÇ : Hırsızlık, sahtecilik, kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; uyuşturucu madde bulundurmak suçunun sanık M.. Ç.. tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık M.. Ç.. bakımından kurulan hükmün incelenmesinde, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık S.. D..’nun savunmasında adı geçen A..H.. isimli kişinin gerçek bir kişi olup olmadığı, sanığa otomobili satıp satmadığı, sanıkla bu kişi arasında satış nedeniyle bir protokol yapılıp yapılmadığı, sanıkla bu kişi arasında telefon iletişimi olup olmadığı araştırılmadan sanığın eksik kovuşturmayla cezalandırılmasına karar verilmesi,
3-Resmi belgede sahtecilik suçu bakımından, bilirkişi raporunda plakanın teknik alete gerek kalmadan değişikliğin çıplak gözle kolaylıkla anlaşıldığını belirtmesi karşısında, plakanın bizzat hakim tarafından duruşmada incelenerek iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tutanağa geçirilerek, bunun sonucunda denetime olanak sağlaması açısından da ulaşılan kanaatin ne olduğunun karar yerinde gösterilip tartışılarak hüküm kurulması gerekirken eksik kovuşturmayla cezalandırılmasına karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
a-Suça konu otonun hangi yöntemle, düz kontakla mı, yoksa anahtar uydurularak mı hırsızlandığına ilişkin araştırma yapılmadan sanık S.. D..’nun eksik kovuşturmayla cezalandırılmasına karar verilmesi,
b-Plaka hırsızlığı suçu bakımından, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmden yazılı şekilde hüküm kurulması,
c-Plaka hırsızlığı eyleminin gece sayılan zaman diliminde gerçekleştirildiğine ilişkin kesin, somut verilerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar S.. D.. ve M.. Ç..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın araç ve plaka hırsızlığı suçundan kurulan hüküm bakımından kazanılmış hakkının korunmasına, 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.