Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/26867 E. 2014/22184 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26867
KARAR NO : 2014/22184
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 6 – 2012/44286
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2011
NUMARASI : 2006/606 (E) ve 2011/454 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar M.. T.. ile C.. K.. hakkında kurulan hüküm ile ilgili temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıkların, mağdura ait evden bir kısım eşyalar ile birlikte mağdura ait evinin önünde park halinde bulunan aracının kontak anahtarını alarak bu anahtar ile mağdura ait aracı da çaldıklarının anlaşılması karşısında; eylemlerinin TCK’nın 142/2-d maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı yasanın 142/1-b maddesinden hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyları açısından koşullu salıverme tarihlerine; kendi altsoyları dışındaki kişiler yönünden ise, cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,
2-6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanıklara yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. T.. ile C.. K..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ”53. maddenin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılıp yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum oldukları hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihlerine kadar yoksun bırakılmalarına’’ cümlesinin eklenmesi, yine yargılama giderleri ile ilgili bölümde yer alan ”sanık M.. T..’dan tahsiline” ve ”sanık Cuma’dan tahsiline” ibareleri çıkarılarak, yerlerine ”6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk M.. Ö.. hakkında kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihinde 12-15 yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuğun 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1 maddesi uyarınca hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması,
Kabule göre de;
1-Suç tarihine göre suça sürüklenen çocuğa atılı hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamında olduğu, Adana 2. Çocuk Mahkemesi’nin 2006/984 esas ve 2007/246 karar sayılı birleşen dosyasının 30.01.2007 tarihli oturumunda mağdurun, sanık tarafından karşılanması gereken zararının bulunmadığını, uzlaşma ile davanın düşürülmesini istediğini beyan etmesi ve suça sürüklenen çocuğun yaşı da gözetilerek, 5560 sayılı Yasanın 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, uzlaşma teklifinin on sekiz yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğun yasal temsilcisine yapılması yerine kendisine yapılması,
2-Suça sürüklenen çocuğun, sanıklar M.. T.. ile C.. K.. ile birlikte mağdura ait evden bir kısım eşyalar ile birlikte mağdura ait evinin önünde park halinde bulunan aracının kontak anahtarını alarak bu anahtar ile mağdura ait aracı da çaldığının anlaşılması karşısında; eyleminin TCK’nın 142/2-d maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı yasanın 142/1-b maddesinden hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
3-Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde TCK’nın 31/2 maddesi yerine aynı yasanın 31/3 maddesi uyarınca indirim yapılmak suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında fazla cezaya hükmedilmesi,
4-Suç tarihinde 18 yaşını doldurmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında, TCK’nın 53/1 maddesinde sayılan haklardan yoksun bırakılmasına karar verilerek aynı maddenin 4. fıkrasına aykırı davranılması,
5-6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, suça sürüklenen çocuğa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması sebebiyle suça sürüklenen çocuğa yüklenemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk M.. Ö.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.