Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/25835 E. 2014/30860 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25835
KARAR NO : 2014/30860
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/122822
MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2013
NUMARASI : 2013/59 (E) ve 2013/43 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Usulüne uygun olarak açılmış kamu davasında, suç unsurlarının tespiti ve dellillerin ortaya koyulup değerlendirilmesi bakımından, sanığın savunması alınıp, müştekiye de katılma hakkı tanınması ile deliller toplandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken tensiple beraat kararı verilmesi ,
Bozmayı gerektirmiş, müşteki vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03.11.2014 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

MUHAFEFET ŞERHİ
Suç Tespit Tutanağı’nın düzenlenme sebebi “idareye kayıtlı olmayan sayaçtan elektrik kullanmak” olup, söz konusu sayacın değiştirilerek kullanıldığına veya tüketim kaydına engel olunduğuna dair hiçbir tespit mevcut değildir. Tam tersine kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiği tutanaktaki bilgilerden anlaşılmaktadır.
Sayaca tüketim miktarını engelleyen bir müdahale mevcut olmadığı için kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, ancak ağır ceza mahkemesinin bu kararı kaldırılması üzerine dava açılması durumunda kalınmıştır. Bu sebeple düzenlenen iddianamenin de tek dayanağı “sözleşmesiz olarak sayaçtan geçen elektriği kullanmak” olarak gösterilmiştir.
Açıkça görülüyor ki soruşturma evresinde sayaçtan geçirilmeksizin ya da sayaca müdahale edilerek elektrik kullanıldığına dair bulgu elde edilmemiştir.
Tensip zaptında suçun unsurlarının oluşmadığı, fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı gerekçesiyle CMK’nun 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulmuştur.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 176 ve devamı maddelerinin uygulanmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı gibi, 206 ve devamı maddeleri gereğince duruşmada ortaya konulup tartışılacak bir delil de söz konusu değildir. Yine CMK’nun 289. maddesinin kapsamında bir ihlal de gerçekleşmemiştir.
Dava konusu olayda TCK’nun 163. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi” hâlinin mevcut olmadığı, beraat kararı verilmesinin yerinde olduğu açıktır.
Ayrıca mevzuatımızda “sözleşmesiz olarak sayaçtan geçen elektriği kullanmak” diye bir suç tanımlanmamıştır.
Duruşma açılmasına gerek bulunmadığı, kaynakların ve sanığınki de dahil mesainin vaktinde ve doğru sonuç almak yolunda özenli kullanılması gerektiği, CMK’nun 170. maddesinde gösterilen unsurları içermeyen davada mutlaka duruşma yapılmasını şart koşmanın sanığın mağduriyetine yol açacak dayanaksız bir uygulama olacağı, usul ekonomisi ile adalet duygusunun da böyle gerektirdiği kanaatindeyim. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddeleri de bu kabule götürmektedir.
CMK’nun 237. maddesinin ikinci fıkrasına dayanılarak şikayetçi kuruluşu katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılacak temyiz incelenmesi sonucunda beraat kararının onanması gerekir.
Açıklanan gerekçelerle hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına karşıyım.