Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/24152 E. 2014/16623 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24152
KARAR NO : 2014/16623
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/384258
MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/12/2008
NUMARASI : 2005/1433 (E) ve 2008/1706 (K)
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
İşlediği ikinci suç nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi gereğince; geri bırakılan hükmün açıklanması, durumunun yeniden değerlendirilmesi, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulması olanaklı olduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 223/1. maddesindeki ‘Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.’ ve 231/1. maddesindeki ‘Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.’ şeklindeki düzenlemeler, Anayasanın ‘hak arama hürriyeti’ başlığı ile düzenlenen 36. maddesindeki ‘herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.’ hükmü ve taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki ‘adil yargılama’ ilkesi karşısında; hükmün açıklanmasına karar verilebilmesi için öncelikle ceza yargılamasının ‘vasıtasızlık’, ‘aleniyetlik’ ve ‘sözlülük’ ilkeleri gereği duruşma açılarak, sanığın, hakkında yapılan yargılamadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hükmün gerekçesinde de iddia, savunma, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm kanıtlar, sabit kabul edilen olaylar ve suçun yasal öğelerinin nasıl oluştuğu açıklanıp, tartışılması ve dayanaklarının gösterilmesi gerektiği düşünülmeden , Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. ile 230. maddelerine aykırı davranılmak suretiyle hiçbir gerekçeye yer verilmeden yazılı şekilde dosya üzerinden hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.