Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/23021 E. 2014/30255 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23021
KARAR NO : 2014/30255
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanık hakkında Karşılıksız Yararlanma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Katılan kurumun zararını tazmin etmiş olan sanık hakkında, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-(a) maddeleri uyarınca sanık hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
II- Sanık hakkında Mühür Bozma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca iade kararı sadece elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle ilgili olup, mühür bozma suçundan kurulan ilk hüküm ve bu hükme karşı yapılan temyiz başvuruları geçerli olduğundan, iade kararından sonra mühür bozma suçu yönünden kurulan 27.12.2012 tarihli 2012/851 Esas ve 2012/992 Karar sayılı ikinci karar yok hükmünde olup sanığın, mühür bozma suçundan 27.12.2010 tarihli 2010/218 Esas ve 2010/1405 Karar sayılı hükme yönelik 30.12.2010 tarihli temyiz talebinin yapılan incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.” hükmünü düzenlemiştir. Dolayısıyla denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasındaki TCK’nın 58. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümden “1 yıl süreyle” ibaresi çıkarılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.