Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/19921 E. 2014/27735 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19921
KARAR NO : 2014/27735
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/81783
MAHKEMESİ : Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2013
NUMARASI : 2012/303 (E) ve 2013/6 (K)
SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, karşılıksız yararlanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Eski Tozan Hudut Karakolu sınırları içerisinde dikili bulunan, ancak kullanılmayan demir elektrik direğini spiral makinesi ile keserek çalmak isteyen sanığın, olay yerinde ve kesmek istediği direğe yaklaşık 75 metre mesafede bulunan elektrik trafosuna bağladığı kablo yardımı ile temin ettiği elektrik enerjisini kullanmak suretiyle spiral makinesini çalıştırıp, bu elektrik direğini kesmeye çalışırken, yapılan ihbar üzerine gelen Jandarma görevlilerini görmesi üzerine, direği kesip götüremeden olay yerinden kaçıp gittiğinin anlaşılması karşısında;
Sanığın, suç tarihinde katılan kurumun mal varlığına dahil olan elektrik enerjisini trafoya bağladığı harici bir kabloyla alıp kullanması eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunun 5237 sayılı TCK.nın 142/1-f maddesi kapsamında tamamlanmış hırsızlık suçunu ve yine aynı katılan kurumun malvarlığına dahil olan ancak faal olarak kullanılmayan dikili demir elektrik direğini çalmaya teşebbüs etmesi eyleminin de 5237 sayılı TCK’nın 141/1, 35. maddeleri kapsamında hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğu;
Ancak, sanığın, aynı mağdurun malvarlığına dahil olan elektrik enerjisini çalması ve yine aynı mağdurun malvarlığına dahil olan elektrik direğini çalmaya teşebbüs etmesi eylemlerinin, aynı zaman dilimi içerisinde gerçekleşmesi nedeniyle, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-f maddesi kapsamında tamamlanmış tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden ve 5237 sayılı TCK’nın 142/1-f maddesinin daha sonra 6352 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılıp, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 163/3. maddesi kapsamında karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülmüş olması nedeniyle;
Mahkemece, aynı zamanda olması nedeniyle tek fiil kabul edilen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 163/3 ve 141/1, 35. maddelerini ihlal ettiği, aynı Kanun’un 44/1. maddesi delaletiyle en ağır cezanın denetime açık şekilde tespit edilip sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması;
Kabule göre de;
1- Sanığın, katılan kuruma ait olan ve faal olarak kullanılmayan ve bu nedenle de adet veya tahsis veya kullanım gereği açıkta bırakılan eşyanın varlığından söz edilemeyeceği için, dikili demir elektrik direğini çalmaya teşebbüs etmesi eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi kapsamında olmasına rağmen aynı Yasanın 142/1-e maddesi uyarınca uygulama yapılması,
2- Sanık hakkında hırsızlığa taşebbüs suçundan tayin olunan hapis cezasının, 5237 Sayılı TCK’nın 50/1-f maddesi gereğince gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilmesine karar verilirken, gönüllü olup olmadığının sanıktan sorulmaması,
3- 05/07/2012 gün ve 28344 sayılı RG yayımlanarak yürürlüğe giren “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun”un Geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, yapılan değişiklikle amaçlananın bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaması ve işin esasına girilmeksizin, verilen cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkması olduğundan;
Bu kanun hükmünün somut olayda uygulanabilmesi açısından, öncelikle katılan kurumun kaçak elektrik tüketim bedelini somutlaştırıp, bu eylemden doğan zararı belirlemesi ve bunu sanıktan talep etmesi gerekirken, bu şekilde bir tespit ve talep olmadan, sanığın, katılan kurumun zararını 6 aylık süre içerisinde karşılamadığından bahisle 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesinin uygulama imkanının olmadığından sözedilerek, sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
4- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan tayin edilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın, 5237 sayılı TCK’ nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin birinci fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
5- 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuğun savunmasını yapmak üzere görevlendirilen zorunlu müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden düzenli mali geliri bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. A.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.