Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/19461 E. 2014/18099 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19461
KARAR NO : 2014/18099
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/144530
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2012
NUMARASI : 2010/1100 (E) ve 2012/216 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihinde sabıkası bulunmayan suça sürüklenen çocuğun, aşamalarda samimi itirafta bulunduğu, duruşma tutanaklarına her hangi bir olumsuz davranışı yansıtılmadığı gibi hırsızlık suçundan kurulan hükümde lehine 5237 sayılı TCK nın 62. maddesinin tatbik edildiği, müşteki mağaza müdürünün, “araştırma neticesinde, suça konu giyim eşyalarının satış kayıtlarının bulunmadığını tespit ettikleri, hiçbir şekilde zararın karşılanması yönünde talepleri olmadığı, prosedür gereğince şikayetçi olmadıkları” yolundaki beyanları da dikkate alındığında suça sürüklenen çocuk hakkında, 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; şikayetçi olmayan mağdurun zararının giderilmesi yönünde talepleri bulunmadığı değerlendirilip denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde tartışılarak, anılan Kanun maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, “suça konu ürünlerin alarmlarının kesilerek hasarlı şekilde mağazaya iade edilmesi ve zararın karşılanmaması” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmesi,
2-Suça sürüklenen çocuğun, amacının, mağazadan kıyafet çalmak olduğu, kıyafetlerde takılı bulunan alarm cihazlarına ilişkin çalma kastının bulunmadığı, yakalama tutanağına göre, alarm cihazının kesici bir alet ile söküldüğünün anlaşılması karşısında sözü edilen ve çalınması amaçlanmayan cihaza zarar verilip verilmediği araştırılmadan; zarar oluşmadığının anlaşılması halinde de, suça sürüklenen çocuğun, mala zarar verme suçundan beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suça konu kıyafetlerin üzerinde takılı bulunan alarm cihazlarına zarar verildiğinin tespiti halinde, suça sürüklenen çocuk ve yasal temsilcisinin, zararı gidermeyi istedikleri ancak müşteki mağaza sorumlusunun ödemeyi kabul etmediği yolundaki beyanları ile müştekinin mağazadaki prosedür gereğince zararın tazminini kabul etmedikleri yolundaki beyanından suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 168. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK nın 62. maddesi uygulanmak suretiyle ceza indirimine gidildiği halde mala zarar verme suçundan kurulan hükümde her hangi bir gerekçe gösterilmeden, aynı maddenin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
5-Bu dava sebebiyle yapılan toplamda 16,00 TL davetiye giderinin, 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk C.. I.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.