Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/18474 E. 2014/18100 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18474
KARAR NO : 2014/18100
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/313097
MAHKEMESİ : Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2009/717 (E) ve 2011/338 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen 5.5.2011 günlü kararı, öğrenme ile 16.6.2011 tarihinde temyiz ettiği, mahkemece temyiz harcını ödemesi için çıkarılan muhtıranın 21.7.2011 tarihinde sanığa tebliğ edildiği ve sanığın muhtırada bildirilen 7 günlük süre içinde, 25.7.2011 tarihinde temyiz harcını yatırdığının anlaşılması karşısında, süresinde temyiz harcının yatırılmaması gerekçe kılınarak, mahkemece 9.8.2011 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılarak, sanığın 16.6.2011 tarihli temyiz talebini içerir dilekçesinin süresinde ve geçerli olduğuna karar verilerek yapılan incelemede;
1-Müştekinin, olaydan sonra yakalanan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen A. Y.’ı teşhis ederek, olay günü işyerine girip eşyalarını çalan kişinin Alaatin olduğunu söylediği, A. Y.’ın ise, Necat ile dolaşırken, Necat’ın müştekiye ait markete girdiği, kendisinin ise araçta kaldığı yolundaki müşteki teşhisi ile örtüşmeyen savunması gözetildiğinde, sanık N.. B..’ın, mahkeme beyanında, atılı suçu kabul etmediği, olay yerinde olmadığı, suça karışan aracı, diğer sanık A. Y.’ın kiraladığı, kendisinin telefon yoluyla kiralama işlemine kefil olduğu, suç tarihinde birliğine katılmak üzere yola çıktığı yolunda savunmada bulunduğu, Askerlik Şubesi Başkanlığınca, sanığın 8.9.2009 günü dağıtım iznine çıktığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, a- sanığın savunması doğrultusunda suç tarihinde askerde olup olmadığı araştırılmadan, b-kira sözleşmesi üzerinde imza incelemesi yaptırılarak, atılı bulunan imzanın sanığa aidiyeti tespit edilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Dosya içine celp edilen Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/758-941 Esas-Karar sayılı dava dosyasında da sanık ve A.. Y..’ın aynı suç tarihinde başka bir müştekiye yönelik aynı yöntemle gerçekleştirdikleri hırsızlık eylemi nedeniyle mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşılmakla, bu dava dosyasının da getirtilerek, dosyaya yansıyan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
3-İddianamede sanık hakkında yardım eden sıfatıyla 5237 sayılı TCK nın 39. maddesinin uygulanması istendiği halde CMK’nun 226.maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan aynı Yasanın 37. maddesi uyarınca sanığın asli fail olarak cezalandırılmasına karar verilmesi,
4-8.4.2011 tarihli oturumda müştekinin suç nedeniyle oluşan zararını A.. Y..’ın karşıladığını beyan ettiği ve sanığın atılı suçu kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, pişmanlık göstermeyen ve zararı tazmin etmeyen sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde, kurulan hükümde TCK nın 168. maddesi uygulanmak suretiyle ceza indirimine gidilmesi,
5-Bu dava sebebiyle yapılan toplamda 18 TL yargılama giderinden sanığın sarfına neden olduğu 9 TL davetiye giderinin, 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; suçu birlikte işleyen sanıklara yargılama giderinin dayanışmalı olarak yükletilmesiyle yetinilmesi gerekirken “ müteselsilen ve mütesaviyen tahsiline” karar verilmek suretiyle çelişki yaratılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık N.. B..’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.