YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18132
KARAR NO : 2014/22024
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/306548
MAHKEMESİ : Salihli(Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2011
NUMARASI : 2011/34 (E) ve 2011/235 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Katılanın aşamalarda tutarlı beyanlarında, olay nedeniyle yaklaşık 20 kg civarında üzümünün ezildiğini ifade etmesi karşısında sanık hakkında mala zarar verme suçundan zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dosya kapsamında yer alan görgü tespit tutanağı ve aşamalarda tutarlılık taşıyan katılan beyanlarından, sanıkların, kurumaları için bağda sergiye serilen üzümleri çuvallara koyup aynı bağ içinde, diğer bir kenarda asmaların altına sakladıkları, kendilerinden şüphelenilmesi üzerine götüremedikleri ve basit bir araştırmayla bulunup katılana teslim edildiğinin anlaşılması karşısında sanıklara atılı hırsızlık suçu teşebbüs aşamasında kaldığı halde tamamlanmış olduğu kabul edilerek sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar E..E..ve A.. K.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Bağ sergisi alanında kurutulmaya bırakılan üzümlerden 300 kg civarında kısmının mevcut olmadığını yaptığı kontrol sırasında gören koruma bekçisinin haber vermesi üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinin mağdurun bağında ve etrafında yaptıkları araştırma üzerine sergi alanına 200 metre mesafede aynı bağ içerisinde gümüş çayı kenarındaki incir ağacı yanında “asmaların altına gizlenmiş vaziyette” ağzı bağlı 5 çuval üzüm buldukları anlaşılmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hırsızlık” başlığı altındaki 141. maddesinin 1. fıkrasında “bulunduğu yerden alan” denilmektedir. 141. maddenin gerekçesinde ise almak fiilinden maksat, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle getirilmesidir ve bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç tamamlanır açıklamasına yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nun “Suça teşebbüs” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında ise şu hüküm mevcuttur: Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
Demek ki Türk Ceza Kanunu’na göre, malın mağdurun tasarruf imkanı ortadan kaldırılacak şekilde alınmasıyla suç tamamlanmış sayılmalıdır.
Olayımızda suç konusu mal bulunduğu yerden alınarak gizlenmek suretiyle mağdurun tasarruf imkanı ortadan kaldırılmış, failler yeni bir zilyetlik kurarak malın zilyedi konuma geçmişler ve tasarruf imkanına kavuşmuşlardır. Başka ifadeyle, elverişli hareketlerle icraya başlayıp suçu tamlamışlardır. Üzümlerin arama sonucunda gizlenmiş olarak bulunmaları da bunu göstermektedir. Suçun tamamlanması için bundan daha fazlasını aramak, ilgili maddelerin hükümlerinde bulunmayan esaslar getirmek olacaktır.
Görülüyor ki hukuka aykırı davranışta, suçun manevi unsurları olan başkasının malını rızası dışında almak kastı ve bu maldan yararlanma amacı ile suçun maddi unsurları olan fail, mağdur, konu, nedensellik bağı, fiil (üzümlerin bulundukları yerden alınıp başka bir yerde alınmaları), netice (zilyetliğin el değiştirmesi) gerçekleşmiştir.
Artık bundan sonrası, üzümlerin sakladıkları yerde satılmalarına veya nakillerine yönelik olacaktır ki tamamlanmış suçun sonrasına ait davranış olacaktır. Üzümler saklandıkları aynı yerde bozulmuş, kurtlanmış olarak bulunsalardı da yine teşebbüs mü denilecekti?
Açıklanan sebeplerle hükmün onanması gerektiği düşüncesindeyim. Sayın çoğunluğun suçun teşebbüste kaldığı gerekçesine dayanan bozma hükmüne katılmıyorum. 25.06.2014