YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17576
KARAR NO : 2014/22180
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/320291
MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/06/2011
NUMARASI : 2010/139 (E) ve 2011/547 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık A.. A.. hakkında mahkemece iddianamenin düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan kamu davası açıldığı, ancak bu suçtan hüküm kurulmadığının anlaşılması karşısında; açılan dava ile ilgili zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-21.01.2010 tarihli olay yakalama, üst arama tutanağı ve teslim tesellüm ve muhafaza altına alma tutanağı içerikleri ile dosya kapsamına göre, sanıklar A.. A.. ve E.. A..’nın olaydan sonra kolluk görevlileri tarafından yakalandıklarında olayı doğrulayıp yaptıkları telefon görüşmesi sonucu mağdura ait işyerinden çaldıkları kablolardan 8 paket açılmamış kablonun kolluk görevlilerine teslimini sağladıkları, yine mağdurun 16.03.2010 tarihli oturumda alınan beyanında, kamera görüntülerinden işyerinden 14 top kablonun çalındığını, 8 top kablonun iade edildiğini zararının tamamının karşılandığını belirttiği, ancak zararının ne zaman ve nasıl karşılandığı hususunda herhangi bir beyanda bulunmadığının anlaşılması karşısında; mağdura zararının ne zaman ve ne şekilde karşılandığı açıkça sorulup, zararı kovuşturma aşamasında karşılanmış ise soruşturma aşamasındaki kısmi iade sebebiyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığına ilişkin beyanı da alındıktan sonra sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar E.. A.., Ö.. Ç.., İ.. A.. ve A.. A..’nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.