YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14917
KARAR NO : 2014/13655
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/276225
MAHKEMESİ : Durağan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2011
NUMARASI : 2011/22 (E) ve 2011/71 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun, 19/12/2006 tarih ve 26381 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 06/12/2006 tarih ve 5560 sayılı kanunun 40. maddesi ile değiştirilmeden önceki 23/5. maddesinde ” Çocuğun denetimli serbestlik süresi içerisinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmadığı ve yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde davanın düşmesine karar verilir.” hükmünün bulunmasına karşın, daha genel bir düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CMK’nın 231/10. maddesinde ise “Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmemesi ya da denetim yükümlülüklerine aykırı davranılmaması halinde davanın düşmesine karar verileceğinin “ belirtilmiş olması karşısında; 5395 sayılı kanunun 23/5. maddesinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir bir suçtan sözedilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231/10. maddesinde ise sadece kasıtlı bir suçtan söz edilmiş olması nedeniyle, 5395 sayılı kanunun 23 .maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde denetim süresi içerisinde işlenen suçun sadece hapis cezasıyla sonuçlanması halinde açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabileceğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu; suç tarihi itibariyle henüz 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK.nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karşın, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin daha lehe hükümler içermesi nedeniyle 11/02/2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5395 sayılı kanunun 23. maddesi uyarınca verilmiş gibi kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla; somut olayda, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği ikinci suçun adli para cezası ile sonuçlanması karşısında, 5395 sayılı kanunun 23/5. maddesinde yazılı hükmün açıklanması koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.