YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14908
KARAR NO : 2014/13621
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/264638
MAHKEMESİ : Elazığ Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2011
NUMARASI : 2010/462 (E) ve 2011/206 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmak
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-1932 doğumlu olup, olay tarihinde 68 yaşında olan katılanın, 26/09/2010 günü meydana geldiğini iddia ettiği hırsızlık olayı sırasında çalınan malzemelerini aşamalarda kısım kısım artırarak beyan ettiği; bu kapsamda, emniyette sadece bayan giysilerinin çalındığını beyan etmesine karşın, daha sonra bu eşyalara 510,00 TL ve 200 USD tutarında para, elektrikli soba, altın yüzük ve 1.000,00 TL değerindeki eşyaları da dahil ettiği; katılanın, yaşı küçük sanığın 26/09/2010 günü evine tuvalet ihtiyacını gidermek için geldiği ve bu esnada hırsızlık yaptığı, yine 14/10/2010 tarihinde hırsızlık amacıyla tekrar geldiği şeklindeki beyanının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu; katılanın, 2200 USD parasını çaldığını beyan ettiği sanığın üzerinde herhangi bir paranın ele geçirilemediği; yine, katılanın sanık tarafından odanın dağıtıldığını belirtmesine rağmen, ihbar üzerine olay yerine gelen polis memurlarınca ev içerisindeki odalarda herhangi bir dağınıklığın görülmediği ve bu hususta, dağınıklığın polisler gelmeden önce giderildiğine ilişkin katılanın beyanının da kabule şayan olmadığı; diğer yandan, katılanın eşi olan tanık C.. D..’in mahkemedeki, eve geldiğinde katılanın salonda oturduğunu, sanığın ise arka odada olduğunu gördüğü şeklindeki beyanın gerçekliğinin ise, mantık kuralları ile izah edilebilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla; sanığın atılı suçları işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, sanığın beraati yerine hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de,
2-İki farklı tarihte hırsızlık yaptığı iddia edilen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’ın 43/1. maddesinde yazılı zincirleme suç hükümleri gereği uygulama yapılıp yapılmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
3-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4-11. maddesinde; yaşı küçük sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceğinin; bu halde, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca mahallin en büyük mal memurluğuna bildirimde bulunularak, bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre adlî para cezasının tahsil edileceğinin hükme bağlanmasına karşın; mahkemece hatalı olarak, çocuk sanık hakkında verilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin hükümde belirtilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. S.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.