Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/1309 E. 2014/6867 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1309
KARAR NO : 2014/6867
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/59928
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesi
(Kapanan Ümraniye 2. Asliye Ceza Mahkemesi)
TARİHİ : 02/02/2009
NUMARASI : 2007/916 (E) ve 2009/89 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen karar, yakalama sırasında bildirmiş olduğu adrese 24.02.2009 tarihinde yapılan tebligatın Akyazı ilçesinde Sakarya mahallesinin bulunmadığın gerekçesi ile bila ikmal iade edilmesi üzerine aynı adrese tebligat kanunun 35. maddesine göre tebliğ yapıldığı, ilk tebligatta sakarya mahallesinin bulunmadığı gerekçesiyle tebligat iade edilmiş olmasına karşın ikinci yapılan tebligatta sanığın adresinden ayrılmış olduğu gerekçesi ile TCK’nın 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu, TCK’nın 35. maddesine göre sanığın adresine tebliğ yapılabilmesi için daha önceden sanığın bildirdiği adrese mahkemece usulüne uygun bir tebliğin yapılmış olması gerekirken böyle bir tebliğin yapılmadığı anlaşılmış olması karşısında, temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Olay tarihinde müştekinin mesul müdürü olduğu işyerinde yapılan hırsızlık suçunda, suçun faili olarak yakalanan kişinin beyanına göre kimlik bilgilerinin tespit edildiği, yakalanan kişinin verdiği kimlik bilgileri doğrultusunda sanık hakkında kamu davası açıldığı, sanık yargılama aşamasında yakalama üzerine alınan savunmasında, iddianamedeki atılı suç ile bir ilgisinin olmadığını, ölen eşinin akrabaları, D. Ö.., N.Ö.. ve Ş. Ö..’ın İstanbul’da oturduğunu bu şekilde hırsızlıklar yaptığını, ölen eşinden sonra başka birisi ile evlendiği için bu şahıslar ile aralarında husumet bulunduğu, söz konusu hırsızlık suçunu bu şahısların işleyerek kendi kimlik bilgilerini vermiş olabileceği, belirtilen tarihte İstanbul’da değil Adapazarı’nda bulunduğunu beyan ettiği ve soruşturma aşamasında yakalanan kişinin kolluk ve savcılık tarafından alınan ifade tutanığında imzasının bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanığın, müşteki E.. A.. ve tanık M.. E.. ile mümkün olduğu taktirde yüzleştirme yapılarak, aksi taktirde sanığın teşhise elverişli fotoğrafları tespit edilerek olay tarihinde yakalan kişinin sanık olup olmadığının sorulması, sanığın savunmasında bildirdiği şahısların adresi ve kimlik bilgileri sanıktan sorularak tespit
edilmesi halinde tanık olarak dinlenilmesi ve sanığın kolluk ve savcılık savunması sırasında tespit edilen imzaların sanığa ait olup olmadığının tespiti amacıyla tatbike madar imzaları ile sanıktan alınacak imza örneklerinin karşılaştırılması yapılması için uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık F.. T..’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.