Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/12818 E. 2014/17903 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12818
KARAR NO : 2014/17903
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/118908
MAHKEMESİ : Denizli Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2012
NUMARASI : 2010/491 (E) ve 2012/138 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç adının, kamu malına zarar verme, kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık suçu yanında ”ulaşım araçlarının belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında hırsızlık” olarak da gösterilmesi, gerekçeli karar içeriği ve hüküm kısmında suça sürüklenen çocuklar hakkında hangi eylem nedeniyle ceza verildiğinin anlaşılması karşısında, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiş, suça sürüklenen çocuklar hakkında temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki (1) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
I-Suça sürüklenen çocuk F.. C.. hakkında kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk F.. C.. hakkında sevk maddesinin iddianamede TCK’nın 142/1-c maddesi olarak gösterilmesine karşın ek savunma hakkı tanınmadan TCK’nun 142/1-a maddesi ile hakkında uygulama yapıldığı anlaşılmış ise de; iddianamedeki anlatıma göre suça sürüklenen çocuk hakkındaki sevk maddesinin sehven yazıldığı gözetilmekle bu hususa ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, suça sürüklenen çocuğa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk F. C. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında suça sürüklenen çocuk ile ilgili yargılama gideri çıkarılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuklar D.. D.. ile F.. A.. hakkında kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihinde 15 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuklar D.. D.. ile F.. A.. hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1 maddesi uyarınca hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması ve sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi,
2-Kabule göre de; 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, suça sürüklenen çocuklara yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması sebebiyle Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar D.. D.. ve F.. A.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar D.. D.., ve F.. A..’in kazanılmış haklarının korunmasına, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.