Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/12119 E. 2014/15035 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12119
KARAR NO : 2014/15035
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/233148
MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2010/216 (E) ve 2010/531 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesi’nin, 1412 sayılı CMUK’un 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendinin iptaline ilişkin 2006/65-2009/114 sayılı kararının yürürlük tarihi olan 07.10.2010 tarihi ile 6217 sayılı Yasa’nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. maddenin yürürlük tarihi olan 14.04.2011 tarihleri arasında gerek doğrudan hükmolunan gerekse de hapis cezasından çevrilen tüm adli para cezalarının -miktarına bakılmaksızın- temyizi kabil olduğunun anlaşılması karşısında, karar tarihi olan 30.11.2010 itibariyle suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan neticeten hükmolunan 2.000 TL ve mala zarar verme suçundan neticeten hükmolunan 420 TL adli para cezası temyizi kabil kararlardan olduğundan, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçları yönünden yapılan temyiz talebinin reddine dair mahkemenin 10.12.2010 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede; tebliğnamede yer alan ve mala zarar verme suçundan hükmolunan adli para cezasının miktar itibariyle kesin olduğuna değinen düşünce aynı gerekçeyle benimsenmemiş, suç tarihinde suçun işlendiği Zonguldak İlinde güneşin saat 05:57’de doğduğu, mağdurun beyanlarından suçların saat 19:30-06:30 arasında işlendiğinin anlaşılması, dosyadaki diğer suça sürüklenen çocuk Kudret’in beyanında olayın 03:00 sıralarında meydana geldiğini beyan etmesine karşın suça sürüklenen çocuk Serkan ve dosyadaki diğer sanık Aslan’ın olayın 05:00 sıralarında meydana geldiğini beyan etmeleri, suç saatine ilişkin başka bir belirlemenin de yapılamadığı ve suçun geceden sayılan zaman diliminde işlendiği sabit olmadığının anlaşılması karşısında, eylemin gündüzden sayılan vakitte işlendiği kabul edilerek hırsızlık suçu açısından TCK’nın 143. maddesi uyarınca cezada artırım yapılmamasında ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu açısından TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 119/1-c maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suça sürüklenen çocuğun nüfus kaydına göre 08.05.1995 doğumlu olduğu gözetildiğinde suç tarihinde 12-15 yaş aralığında olduğu anlaşılmasına karşın, TCK’nın 31. maddesinin 2. fıkrası gereğince cezadan 1/2 indirim yapılması yerine aynı maddenin 3. fıkrasının tatbiki ile suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayini,
3-Hırsızlık ve mala zarar verme suçları açısından; mağdurun zararlarının ne zaman giderildiği hususu mağdurdan açıkça sorulmadan sanığın cezasında TCK’nın 168/1. maddesi gereğince indirim yapılması,
4-5275 sayılı Yasanın 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilmez” hükmü gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğine dair karar verilmesi,
5-Suç tarihi itibari ile 12-15 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Yasanın 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmaması veya anılan Yasanın aynı maddesinin 3. fıkrasına göre de sosyal inceleme raporu alınmama nedeninin gerekçeli kararda gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk S.. D.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.