YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11840
KARAR NO : 2014/11123
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
Tebliğname No : 6 – 2011/203807
MAHKEMESİ : Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/04/2010
NUMARASI : 2010/17 (E) ve 2010/170 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın olay günü okulun içerisindeki hizmetli odasından hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görüldüğünden; özgürlüğü bağlayıcı ceza ile hükümlülüğüne karar verilen sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 53. maddesi ile uygulama yapılmamış ve sanığın gözaltında geçirdiği süre TCK’nın 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmemiş ise de, belirtilen hususlar infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; müzik setine ait 30 TL değerindeki iki adet hoparlörü çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2009 tarih, 2008/222 Esas ve 2009/87 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın ertelemeye engel bir neden olarak kabul edilemeyeceği ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün bulunmadığının anlaşılması karşısında, mahkemece bir daha suç işlemekten çekineceğine dair olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın “daha önce 3 aydan fazla hapis cezası aldığından” bahisle sanık hakkında erteleme hükümlerinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. Ç.. ile müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.