Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/11695 E. 2014/8407 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11695
KARAR NO : 2014/8407
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/244257
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2011
NUMARASI : 2010/731 (E) ve 2011/146 (K)
SUÇ : Hırsızlık ve bu suçtan elde edilen eşyanın satın alınması

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık S.. T.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık S.. T..’in aşamalardaki savunmasına göre, sanığın cami içerisindeki kilitli imam odasının kapısını hırsızlıkta kullanmak amacıyla özel olarak yaptırdığı anahtar ile açıp, burada bulunan anfiyi yaş küçüklüğü nedeniyle dosyası tefrik edilen M. K..’nın gözcülük yaptığı sırada çaldığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesinde uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde 142/1-a maddesi ile uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasında yer alan ve koşullu salıverme tarihine kadar süren hak yoksunluğunun sadece sanığın “kendi altsoyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından olduğunun gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. T..’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine ”53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık A.. T.. hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
1-Elektronik malzeme tamir işi yapan … Elektrik isimli işyerinin sahibi olan sanık Alişan’ın aşamalardaki savunmalarında, sanık Süleyman’ın kendisine öğrenci olduğunu, memleketine gitmek için bilet parasına ihtiyacı olduğunu, suça konu anfiyi evinde kullandığını söylemesi üzerine anfiyi 30 TL’ye satın aldığını, anfinin camiye ait olduğunu bilmediğini beyan ettiği, sanık Süleyman’ın kollukta alınan 14.10.2010 tarihli ifadesinde, sanık Alişan’ı tanımadığını, anfinin kendisine ait olduğunu söyleyip sanık Alişan’a 30 TL’ye sattığını, mahkemece alınan 24.11.2010 tarihli savunmasında ise, suça konu anfiyi yaş küçüklüğü nedeniyle dosyası tefrik edilen Muhammet ile birlikte nereden temin ettiklerini söylemeden sanık Alişan’a 30 TL’ye sattıklarını, işyeri sahibinin anfinin camiden getirildiğini bildiğini, hırsızlık suçuna konu mal olduğunu bilebilecek durumda olduğunu beyan etttiğinin anlaşılması karşısında; sanık Süleyman’ın kollukta verdiği ifadesi ile kovuşturma aşamasında vermiş olduğu beyanları arasındaki açık çelişki giderilmediği gibi, aynı zamanda mahkemece alınan ve kendi içerisinde çelişkili olduğu anlaşılan savunmasındaki çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın kayden sabıkasız olduğu; çalınan eşyanın iade edilmesi nedeniyle giderilmesi gerekli somut (maddi) bir zarar bulunmadığı; 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesinin 6 fıkrasının (b) bendinde yer alan ölçütün değerlendirilmek suretiyle, “duruşmadaki tutum ve davranışları” lehine görülerek 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi ile cezasından indirim yapıldığı; sanığın tekrar suç işlemeyeceği yolunda kanaate ulaşılarak “sabıkasız geçmişi ve suç işleme hususundaki eğilimi” gerekçesi ile tayin edilen hapis cezasının ertelendiği; erteleme müessesesinden daha lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının da anılan nedenlerle oluştuğu gözetilmeden; 5237 sayılı TCK’nın 51 ve 62. maddesinin uygulanması sırasında olumlu olarak değerlendirilen “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarının” 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken olumsuz olarak değerlendirilmesi suretiyle, gerekçede çelişki yaratılması suretiyle anılan Yasa hükmünün uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. T..’ün temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.