Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/11308 E. 2014/13909 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11308
KARAR NO : 2014/13909
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/245199
MAHKEMESİ : Sivas Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2011
NUMARASI : 2007/99 (E) ve 2011/128 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Suça sürüklenen çocuklar hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 119/1-c maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ve suç tarihinden önce kesinleşen, erteli hapis cezasına ilişkin mahkumiyetleri bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 50/3. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Yasanın 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilmez” hükmü gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine dair karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk D.. A.. müdafiinin ve suça sürüklenen çocuk S.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından; ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suça sürüklenen çocukların, el arabasıyla kablo taşırken görülmeleri üzerine yapılan ihbar nedeniyle kolluk görevlilerince yakalandıklarında, el arabasında bulunan suça konu elektrik kablolarını çaldıkları yeri söyleyerek henüz müracaatı dahi bulunmayan müştekiye ulaşılmasını ve kabloların kesilip parçalara ayrılmış halde iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında, müştekiden soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 168/1-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk D.. A.. müdafiinin ve suça sürüklenen çocuk S.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.04.2014 tarihinde oyçukluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Ceza Genel Kurulu’nun 30.04.2013 gün ve 2012/6-1437 esas, 2013/153 karar sayılı kararı ve bu kararında belirtilen “iade edilen parçalardan bir kısmının tek başına değerinin olması nedeniyle TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında kısmi iade şartlarının gerçekleştiği ileri sürülebilir ise de, motosikletin çalındıktan sonra parçalara ayrılmak suretiyle işlevini yerine getiremeyecek şekilde bütünlüğünün bozulması, müştekiye iade edilep parçaların bir araya getirilmesi durumunda yeniden işlevini görecek bir hale getirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle kısmi iade şartlarının gerçekleşmediğinin, dolayasıyla sanık hakkında TCK’nın 168/4. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığının kabulü gerekmektedir. şeklindeki görüşü dikkate alındığında kablonun kesilip parçalara ayrılması neticesinde bütünlüğünün bozulması ve parçaların bir araya getirilmesi durumunda yeniden işlevini görecek bir hale getirilmesinin mümkün olmaması karşısında, suça sürüklenen çocuklara yüklenen hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde TCK’nın 168/1-4 maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğine dair (II) numaralı bozma kararının yerinde olmadığı kanaatiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyoruz.