Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/11042 E. 2014/13194 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11042
KARAR NO : 2014/13194
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/64764
MAHKEMESİ : İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi (Kapanan Şişli 8.Asliye Ceza Mahkemesi)
TARİHİ : 18/10/2007
NUMARASI : 2006/1290 (E) ve 2007/991 (K)
SUÇ : Hırsızlık, kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas ilamı bulunduğu halde 5237 Sayılı TCK’nın 58. maddesinden uygulama yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
A- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılacağı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık D.. A.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ”53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hırsızlık suçu nedeniyle yakalanan sanığın kendini kardeşi E..A..’ın ismini söyleyerek tanıtmak suretiyle adli işlemlerin yapıldığı; ancak parmak izi incelemesi sonucu gerçeğin ortaya çıktığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 268/1 yollamasıyla aynı yasanın 267. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılacağı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
3-5237 Sayılı TCK’da cezaların içtimaına dair bir hüküm bulunmadığı ve 5275 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 99. maddesine göre, hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olup varlıklarını ayrı ayrı koruduklarının belirtilmiş olması gözetilmeyerek hükmolunan cezaların içtimaına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık D.. A.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi gereği ceza süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 08.04.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.