Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/3003 E. 2012/5625 K. 12.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3003
KARAR NO : 2012/5625
KARAR TARİHİ : 12.03.2012

Yargıtay C.Başsavcılığının 20.02.2012 gün ve 2011/196646 sayılı karar düzeltme istemi yerinde görülmüş olduğundan 13. Ceza Dairesinin 30.11.2011 tarih ve 2011/33103-2011/6985 sayılı bozma kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
Cep telefonu hırsızlığı suçundan … sanık hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Şirvan Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.03.2007 tarihli ve 2007/64-37 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair, mercii Batman Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 20.04.2007 tarihli ve 2007/124 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 03.05.2011 tarih ve 2007/5491-24719 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2011 tarih ve 2011/196646 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.
MEZKUR İHBARNAMEDE;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi” başlıklı 160. maddesinde belirtildiği üzere Cumhuriyet Savcısının, kendisine yapılan şikayet karşısında, soruşturma başlatıp delilleri toplamak suretiyle sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, şikayetçinin öncelikle 2813 sayılı Telsiz Kanunu’nun 25/d maddesi uyarınca çalınan cep telefonunun elektronik haberleşme bağlantısının kesilmesi için Telekomünikasyon Kurumu Bilgi ve İhbar Merkezine başvurması gerektiğinden bahisle … sanıklar hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığına dair karar verildiği ancak, Türk Telekomünükasyon Kurumu’nun cep telefonlarının elektronik haberleşme bağlantısının kesilmesi veya açılması haricinde cihazın çalınma tarihinden itibaren cihazı kullanan şahısların kimlik bilgilerinin bildirilmesi, cihazı halihazırda kullanan kişiye kısa mesaj gönderilmesi,cihazı çalanların tesbit edilmesi, cihaz sahibinin kimlik ve adres bilgileri ile olayın seyrine dair konum, saat, görüşülen kişi, gibi istihbari bilgileri verme gibi bir yetkilerinin olmadığı, söz konusu istihbari bilgilerin doğrudan ilgili GSM işletmecilerinden talep edilmesi gerektiği yönündeki 24.03.2006 tarihli ve 2006/10374-5602 sayılı ve bilgi ve ihbar merkezi konulu yazısı karşısında, şüphelilerin tesbitine yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan, takipsizlik kararı verildiği gözetilmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nun 160. maddesi uyarınca, “ (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, ( bizzat ya da ) emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
Somut olayda Cumhuriyet Savcısının, şüphelilerin tesbitine yönelik herhangi bir araştırma yapmadan takipsizlik kararı verdiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu gerekçeler dikkate alındığında, yazılı emre dayanan bozma nedeni yerinde olup, Batman Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi kanuna aykırı görülmekle, Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2007 tarihli ve 2007/124 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309/4 – a maddesi uyarınca (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE ), 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi