Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/25441 E. 2014/3897 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/25441
KARAR NO : 2014/3897
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Tebliğname No : 6 – 2010/344611
MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/07/2010
NUMARASI : 2010/142 (E) ve 2010/328 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun, suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 26.11.2013 tarih ve 2012/1541 esas, 2013/522 sayılı kararında belirtildiği üzere, kapıları kilitli olmayan otomobilden sürgülü oto teybi hırsızlanması eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesine uyan suçu oluşturacağı gözetilerek; suça konu teybin sürgülü mü yoksa monteli olduğu belirlenerek ve monteli olması durumunda eylemin aynı Yasa’nın 142/1-e maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı göz önüne alınmak suretiyle uygulama yapılması gerektiği düşünülmeden, somut olayda uygulanma olanağı bulunmayan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması,
2-Soruşturma aşamasında suça konu oto teybini rızaen kolluk görevlilerine teslim edip hırsızladıkları yeri de söyleyerek henüz müracaatçı olmayan mağdura iadesine olanak tanıyan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olmasının temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olduğu; hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının ise, 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinde ayrıca düzenlenmesi nedeniyle yasa koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği öneme işaret ettiği; diğer yandan, malın değerinin azlığının Ceza Genel Kurulu’nun içtihadında da belirtildiği şekilde çoğun içinde azın alınması haline indirgenemeyeceği; anılan yasanın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, bu durumda hakimin indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamasının gerekli olduğu; ancak, ceza vermekten vazgeçmeye karar verilebilmesi için malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özelliklerinin” de dikkate alınmasının gerektiği; TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hakime takdir hakkı tanınmış olup, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapacağı; tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, mağdura ait otomobilden 50 TL değerinde oto teybini alan suça sürüklenen çocuklar hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” şekilde belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi;
4-Eylemsel katkısıyla hırsızlık suçu üzerinde tam olarak fiili hakimiyet sağlayan suça sürüklenen çocuk K.. D..’un suçun asli faili olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile “yardım eden” olarak kabul edilerek cezasından 5237 sayılı TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması,
5-Suça sürüklenen çocuklar hakkında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sosyal inceleme raporu aldırılmaması suretiyle 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/3. maddesine muhalefet edilmesi,
6-Adli sicil kaydında kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk B.. D.. hakkında kurulan hükümde, “yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmadığı” kabulüyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesina karşın, “yargılama sürecinde pişmanlık duyduğu yönünde kanaat oluştuğu” kabulüyle hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi suretiyle çelişki yaratılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar K.. D.. ve B.. D.. müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesinin saklı tutulmasına, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.