Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/24238 E. 2014/579 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/24238
KARAR NO : 2014/579
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

Tebliğname No : 6 – 2010/282804
MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2010
NUMARASI : 2009/313 (E) ve 2010/188 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilip adli sicil kaydında infazda duraksamaya neden olmayacak şekilde yazılı olduğunun anlaşılması karşısında, kararın açıkça karar yerinde gösterilmediğinden bahisle bozma isteyen … numaralı düşünce benimsenmemiştir. Ancak;
1-Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek diğer sanık Tuncay’ın kendisine suç attığını beyan ettiğinin, sanık olarak yargılanan T.. B..’un aşamalarda, sanığın telefonu satması için kendisine verdiğini, telefon bayisine satarken sanığın dışarda beklediğini savunduğunun, cep telefonunu satın alan ve beraat eden E.. K..’ın beyanında, telefonu kimlik fotokopisini vermek suretiyle satan şahsın Tuncay olduğunu, sanığı gördüğüne ilişkin beyanda bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın yüklenen suçu işlediğine ilişkin, diğer sanık T.. B..’un atfı cürüm niteliğindeki anlatımı dışında mahkumiyetlerine yeterli kesin inandırıcı ve hukuka uygun kanıt bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi,
2-Kabule göre,
a-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 53/3 fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
b-5271 sayılı CMK.’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. K..’ın temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.