Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/23440 E. 2014/3556 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/23440
KARAR NO : 2014/3556
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Tebliğname No : 6 – 2010/269259
MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/11/2009
NUMARASI : 2008/230 (E) ve 2009/567 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme işyeri dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında, tekerrür uygulanmasına esas gösterilen ilamda birden fazla hükümlülük kararı bulunması karşısında, 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddesi gözetilip, hangi hükümlülüğün esas alındığının gösterilmemesi, en ağır cezayı içeren hükümlülüğün infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılan’ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, 02/02/2008 tarihinde saat 21:00’de dersaneyi kapattıklarını, 04/02/2008 tarihinde sabah saatlerinde işyerine geldiklerinde hırsızlık olayının farkına vardıklarını beyan etmesi ve sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında, “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca eylemin gündüz saatlerinde işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden hırsızlık suçundan 5237 sayılı Yasanın 143. maddesiyle uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. T..’un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından ‘‘53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölümler ile hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK’nın 143. maddesinin uygulamasına yönelik bölüm çıkarılarak, yerlerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlelerinin eklenmesi ve hırsızlık suçundan kurulan hükümde sonuç cezanın 2 YIL HAPİS CEZASINA İNDİRİLMESİ suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılan’ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, 02/02/2008 tarihinde saat 21:00’de dersaneyi kapattıklarını, 04/02/2008 tarihinde sabah saatlerinde işyerine geldiklerinde hırsızlık olayının farkına vardıklarını beyan etmesi ve sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında, “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca eylemin gündüz saatlerinde işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden TCK’nın 116/2. Maddesi yerine aynı Yasanın 116/4. maddesiyle uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-İşyeri dokunulmazlığı ihlal suçunun, suç tarihine göre, 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak, taraflara uzlaşma teklif edilerek sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Sanık hakkında, tekerrür uygulanmasına esas gösterilen ilamda birden fazla hükümlülük kararı bulunması karşısında, 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddesi gözetilip, hangi hükümlülüğün esas alındığının gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. T..’un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 10/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.