YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22219
KARAR NO : 2014/2384
KARAR TARİHİ : 28.01.2014
Tebliğname No : 6 – 2010/209217
MAHKEMESİ : Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2009
NUMARASI : 2009/359 (E) ve 2009/1067 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık M.. K..’ın eyleminin, hırsızlık suçunun yanında birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturduğu anlaşılmakla, anılan suç nedeniyle sanık hakkında zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiş, müştekinin işyerine birden fazla kişiyle girdikleri anlaşılan sanık D.. Y.. hakkında TCK’nın 119/1-c. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanıklar K.. S.. ve M.. K.. hakkında hırsızlık suçundan, sanık D.. Y.. hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık D.. Y..’ın önceden kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunması nedeniyle 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Daha önceden işlediği hırsızlık suçlarından mahkumiyetleri bulunan sanık D.. Y..’ın kişiliğinin, suçun işlenmesindeki kast ve amacının yoğunluğunu gösterdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince, suçun işlemesindeki özellikler, suç neden ve saikleri, olayın oluş tarzı ve gerekçeleri ile sanığın kişiliği gerekçe gösterilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak takdiri yoluna gidilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK’nın 53/1. maddesinin c bendindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun, “kendi alt soyu” yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar K.. S.., D.. Y.. ve M.. K..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık K.. S.. hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suç tarihinde sabıkasız olan sanık hakkında, konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden giderilebilir somut bir zararın söz konusu olmadığı hususu da gözetilerek; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle uyarınca, hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Müştekiye ait işyerine birden fazla kişiyle, birlikte giren sanık hakkında TCK’nın 119/1-c. maddesinin uygulanmaması,
3-TCK’nın 53/1. maddesinin c bendindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun, “kendi alt soyu” yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık K.. S..’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayıyı yasanın 8/1 maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 28.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.