Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/21185 E. 2013/33801 K. 14.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21185
KARAR NO : 2013/33801
KARAR TARİHİ : 14.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermek
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanıklar …, … ve … müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Soruşturma aşamasında sanıkların müdafii olarak görev yapan Av….’nun müdafiilik görevinin iddianamenin kabulü kararı ile sona erdiği, adı geçen avukatın gerekçeli kararın kendisine tebliği üzerine 17.09.2009 tarihli dilekçe ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmakta ise de, taraflar arasında yasal anlamda müdafiilik/vekalet ilişkisinin kurulmadığı, dolayısıyla adı geçen avukatın hükmü temyize hak ve yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B-Sanıklar …, … ve …’un haklarında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.01.2013 tarih ve 2012/1142 esas 2013/ 17 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 119. maddesi kapsamında nitelikli konut dokunulmazlığını bozma suçu, 5271 sayılı CMK’nın 253/1. fıkrası “b” bendi 3. nolu alt bendi kapsamı dışında bulunduğundan; uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Kesintisiz takip olmadığının anlaşılması karşısında, sanıkların eylemleri tamamlandığı halde teşebbüs nedeniyle cezalarından indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından, sanıkların tutuklulukta ve gözaltında geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi uyarınca hükümlülük sürelerinden mahsubuna karar verilmemesi ise infazda gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanıkların kendi altsoyları yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyları haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘’53/1.maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.