Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/20013 E. 2014/575 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20013
KARAR NO : 2014/575
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/85105
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2010
NUMARASI : 2009/464 (E) ve 2010/291 (K)
SUÇ : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Adli Emanetin 2009/28600 sırasına kayıtlı olan eşya hakkında karar verilmemesi, bu konuda her zaman karar verilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
I- Sanık S.. K.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Kısa kararda temyiz süresinin başlaması ile ilgili yanıltıcı ibare bulunduğu, sanık S.. K..’ya Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebliğin yasal koşulları taşımadığı anlaşılmakla; temyiz süresinin öğrenme ile başladığı ve temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın, istinabe yoluyla ifadesinin alındığı, talimat ekinde iddianamenin de bulunduğu ve duruşmada talimat ve eklerinin okunduğunun anlaşılması karşısında; tebliğnamede iddianamenin okunmadığına ilişkin bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, müştekiye ait park halindeki kilitli aracın, kapısının zorlanarak açılıp çalındığının anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/1. maddesinin (b) bendine uyduğu gözetilmeyerek aynı maddenin (e) bendi ile hüküm kurulması sonuca etkili görülmediğinen, TCK’ nın 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun kılınma kararı verilmemesi ise hükümlülüğün yasal sonucu olup infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğündün bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerinin müteselsilen alınmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ”sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı; ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık K.. D.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yürütülen bir soruşturma neticesinde takibe alınan sanık Selahattin, haklarında beraat kararı verilen Z.. B.. ve H.. P..’nın İbrahimli köyünün mezarlığında buluştukları, aynı noktaya daha sonra sanık Kemal’in de geldiği, sanıkların bir süre konuştuktan sonra ayrıldıkları, köy çıkışında sanık Kemal’in, kullandığı kamyon ile sanık Selahattin’i takip ederek yol üzerinde bir benzin istasyonuna geldikleri, sanık Kemal’in kamyonu park ettiği sırada sanık Selahattin’in yakın mesafede beklediği, takip edildiğini anlayan sanık Kemal’in yaya olarak olay mahallinden kaçtığı, yapılan incelemede üzerinde sahte plaka takılı halde ele geçirilen kamyonun müştekiye ait olduğunun belirlendiği ve sanık Kemal’in olaydan bir süre sonra bir başka araçla suça konu kamyonun motorunu naklederken yakalandığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin, TCK’nın 39. maddesi kapsamında, hırsızlık suçuna yardım etme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanık hakkında hırsızlık suçundan cezalandırma istemiyle kamu davası açıldığı halde, değişen suç vasfına göre sanığa CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan aynı Yasanın 165/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
3- Birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiği düşünülmeden CMK’nın 326. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık K.. D..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine 14.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.