Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/1610 E. 2013/9636 K. 04.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/1610
KARAR NO : 2013/9636
KARAR TARİHİ : 04.04.2013

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I) Sanık …’e yüklenen mala zarar verme suçu bakımından yapılan incelemede;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK’nın 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE;
II) Sanık …’e yüklenen iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçunun gerektirdiği cezanın türü ve süresine göre, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 66/2 maddelerinde öngörülen 4 yıllık zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 11/03/2009 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması ;
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık … hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE;
III) Sanık …’e yüklenen hırsızlık suçu bakımından yapılan incelemede ;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olmasının temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olduğu; hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının ise, 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinde ayrıca düzenlenmesi nedeniyle yasa koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği öneme işaret ettiği; diğer yandan, malın değerinin azlığının Ceza Genel Kurulunun içtihadında da belirtildiği şekilde çoğun içinde azın alınması haline indirgenemeyeceği; anılan yasanın 145.maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, bu durumda hakimin indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamasının gerekli olduğu; ancak, ceza vermekten vazgeçmeye karar verilebilmesi için malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özelliklerinin” de dikkate alınmasının gerektiği; TCK’nın 145.maddesinin uygulanmasında hakime takdir hakkı tanınmış olup, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapacağı; tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, 10 adet simit çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” şekilde belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 04/04/2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.