Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2012/1010 E. 2013/11774 K. 29.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/1010
KARAR NO : 2013/11774
KARAR TARİHİ : 29.04.2013

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur. Somut olayda, satın alan hakkında TCK’nın 165. maddesi uyarınca işlem yapıldığı anlaşılmakla kötü niyetli olduğundan, hırsızlık suçunun faili, çaldığı malı sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyalardan katılana ait olanların tamamını ve müştekiye ait eşyanın bir kısımının iadesini sağlamışsa da satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için, TCK’nın 168/1. maddesinini uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamade bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş ve sanığın adli sicil kaydına görülen, aynı mahkeme tarafından verilen erteli hapis cezasının deneme süresinde işlenen bu suç gözetilerek aynen infazı konusunda mahkemesince resen karar alınması mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıklar hakkında TCK’nın 62. maddesi ile cezalarından 1/6 oranında indirim yapılırken, hapis cezasının 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 2 yıl 4 ay 20 gün olarak hesaplanması suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında mağdur sayısınca iki kere tayin edilen 2 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasının, 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.