Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2011/2995 E. 2011/940 K. 15.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/2995
KARAR NO : 2011/940
KARAR TARİHİ : 15.09.2011

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre,
Sanıklar müdafiinin ertelemeye, hafifletici sebeplerin uygulanmadığına ilişkin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Ancak;
1-Mahkemece, suçun nitelendirilmesindeki karar gerekçesinde kabul edilen; sanıkların müştekiye ait işyerine 2,40 m. yükseklikteki duvardan şahsi çeviklik ve özel beceri göstererek tırmanıp, dükkanın sağlam ve muhkem surette yapılmış olan pencere demir korkuluklarını bükerek içeri girip, buldukları çelik kasayı yanlarında getirdikleri balyoz, keski, levye türü aletlerle açtıkları yönündeki olayın oluşunda, Yargıtay CGK’nın 12.05.2009 tarih ve 2009/6-80-2009/123 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesindeki şahsi çeviklik ile 5237 sayılı TCK’nın 142. Maddesinin, madde gerekçesindeki özel beceri kavramlarının aynı anlama gelmedikleri; özel becerinin, kişinin elinde veya üstünde taşıdığı eşyayı almak için başvurulan el çabukluğu anlamında kullanıldığının kabulü karşısında, sanıkların eylemine uyan 5237 sayılı TCK.’nın 142/1-b maddesindeki ‘herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina ve eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkındaki hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, sanıkların eyleminin yanlış yorumlanarak eylemlerine uymayan kararda yazılı kanun maddesinden hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı TCK.nun 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK.nun 493/1-son maddesindeki suçun öğelerinin farklı olduğu, eylemin, 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesindeki hırsızlık suçunun yanı sıra aynı Yasanın 116/2, 119/1-c maddesindeki işyeri dokunulmazlığını ihlal ve 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçlarını mala zarar verme suçlarını da oluşturduğu, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca sanıklar yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, 5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını oluşturan eylemler nedeniyle uygulama yapılıp sonucuna göre lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3- Sanıklar hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmelerinin sonucu olarak 5237 sayılı TCK.’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına da karar verilirken 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından verilen yasaklamanın koşullu salıverilme tarihine kadar belirlenmesinin gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar hakkındaki hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.