Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/990 E. 2023/8373 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/990
KARAR NO : 2023/8373
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, sair iddiaların yanı sıra 2012 yılında akdedilen sözleşmedeki isim ve imzalar kesilerek takip konusu senede eklendiğini senedin sahte olarak oluşturulduğunu, herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığını, …Petrol A.Ş. adına sahte kaşe basıldığını, senedin … tarafından sahte olarak düzenlendiğini imzaların müvekkillerine ait olmadığını ileri sürerek takibin durdurulması/iptali talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince işbu iddiaların dar yetkili icra mahkemesinde inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, borçlular vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/143 E. 2022/127 K. sayılı dosyasında borçluların borçlu olmadıklarının tespitine karar verildiği, bu kararın 14.04.2022 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılması ile takibin borçlular yönünden durdurulmasına karar verildiği, anılan karara karşı alacaklı vekilinin temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda alacaklı … tarafından borçlular …Petrol … Ltd. Şti., …, … ve diğerleri aleyhine 30.06.2017 tanzim 25.04.2018 vade tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, itiraz eden borçlular vekilince borca itiraz ve sair iddialarla icra mahkemesine başvuruda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince borçlular tarafından İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/143 E. 2022/127 K. sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiğinden bahisle takibin borçlular yönünden durdurulmasına karar verilmişse de, Dairemizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine yazılan müzekkere sonucu, 23.11.2023 tarihinde mahkemece verilen cevabi yazıya göre, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/143 E. sayılı dosyasının istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinde bulunduğu ve 2022/1588 E. sırasına kaydının yapıldığı, kararın kesinleşmediği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince menfi tespit davasının kesinleştiğinden bahisle verilen kararın hatalı olduğu bu sebeple istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 21.10.2022 tarihli, 2021/2631 E.-2022/2314 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(M)

Dr.Üye …’in Karşı Oy Yazısı;
Somut olayda şikâyetçi borçlular, alacaklı tarafın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin başlatıldığını takibe dayanak bononun sahte olarak düzenlendiğini, bonoda keşideci görülen şirket imzası ile lehtar … ve senet arkasında ciranta … nun ciro imzalarının sahte olduğunu bu imzaların başka bir sözleşmeden alınarak renkli fotokopi yapılarak veya kesilerek eklendiğini, şikâyetçilerin 2012 yılında yaptıkları bir sözleşmenin bu senedi düzenleyenlerin eline geçtiğini, imza bölümlerinin kesilerek senet arkasına bir şekilde yapıştırıldığını ve eklendiğini, sözleşmede isim ve imza kısımlarının kesilerek arka yüzeyinin senet haline getirildiğini ayrıca senetlerde cirolama şekline ve alışkanlıklarına aykırı olarak ciro isimlerinin bilgisayar ile yazıldığını alt alta yapılan ciro silsilesinin bu senette enteresan şekilde yan yana olduğunu, görseli verilen sözleşme örneğinde yapılan yazım hataları, yazının başlangıç hükümler, yazı büyüklükleri, cirolar arasındaki boşluklar birebir sözleşmenin aynısı olduğunu, müvekkilleri borçluların hiçbir borcu bulunmadığını, belirterek takibin iptaline tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
İcra mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 15.12.2020 tarihli raporda: “Alacaklının …, borçlusu … Kimya Sağlık Otelcilik ve Turizm San. Tic. A.Ş. olan 25.04.2018 ödeme, 30.06.2017 düzenleme tarihli, 2.700.000 -iki milyon yediyüz bin TL- tutarlı senette, …, … …Petrol Tic. Ve San. Ltd. Şti. … adına atılmış ciro imzalarının …, …, …’nın eli ürünü olduğu ancak söz konusu imzaların senedin ve ciro işleminin tasdiki mahiyetinde atılmış olmayıp, evvelce düzenlenmiş olan protokol aslının belirtilen isim-soyadı ibareleri ve imzaları ihtiva eden bölümün blok halinde, matbu bono tabir edilen senet ebadında kesilmesi, arka yüzüne senet içeriğinin fotokopi yoluyla aktarılması, boşlukların doldurulması, imza üzerine kaşe basılması suretiyle senet haline dönüştürülmüş olduğu kanaatimizi bildirir rapordur” şeklinde bir rapor verildiği görülmektedir. İcra mahkemesi verdiği red karar gerekçesinde İİK. 169/a maddesi gereğince dar yetkili icra mahkemesi imza inkarı dışındaki sahtecilik iddiasının inceleyemez. İİK 170. maddesinde sadece imza itirazının incelenmesinin düzenlendiği belirtilmiştir.

Kararın borçlular vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, borçluların açtığı menfi tespit davasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek kararın kesinleşmesi nedeniyle borçluların borca itirazın kabulüne karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Borçlular vekilince takibe konu bononun sahteliği iddiasına dayalı olarak açtıkları menfi tespit davasında davacıların İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2018/19235 Esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verildiği karar gerekçesinde icra mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde verilen 15.12.2020 tarihli rapor dışında menfi tespit davası sırasında mahkemece alınan 13.09.2021 ve 11.01.2022 tarihli raporlara da yer verildiği görülmektedir. 13.09.2021 tarihli raporda: “İnceleme konusu senedin matbu senet niteliğinde olmadığı, dosyada mevcut evvelce hazırlanmış (… Otel Ltd. Şti. hisselerinin satış ve devrine konu protokoldür)”başlıklı belgenin ad-soyad ve imzalarını ihtiva eden bir bölümün kullanılarak boş bulunan belge arka yüzüne senet formatının aktarılarak ilgili boşlukların doldurulup kaşe ve imzaların atılması sureti ile sahte senet haline dönüştürülmüş olduğu kanaatine oybirliği ile varılmıştır” açıklamasına yer verildiği, aynı şekilde 11.01.2022 tarihli ek raporda ise özetle “ Borçlusu …Altın AŞ. Alacaklının …, 30.06.2017 düzenleme tarihli, 25.04.2018 ödeme tarihli 2.700.000 bedelli senedin, yukarıda ayrıntılandırıldığı üzere kenarlarının forma kesim niteliğinde olmayan ve kesime bağlı düzensizlikler içeren matbu senet formatında olmayan (22×13,8 boyutlarında) inceleme konusu belgenin arka yüzde yer alan 1. 2. Ve 3. Ciranta yazılarının printer baskısı ile oluşturulduğunu tespit edilmesi ve kaşe-imza yerleşimlerinin ciranta imzası niteliğinde yapılanmaması, arka yüzde yer alan … Gıda Turizm Ltd. Şti. kaşesi üzerine atılı iki adet imzasının aynı el ürünü olmaması, arka yüzde yer alan yazı ve imzaların “… Petrol Turizm Ltd. Şti. hisselerinin satış ve devrine konu protokoldür.” Başlıklı 05.07. 2012 tarihli fotokopi belgenin 5. Sayfasında yer alan yazı ve imzalar ile tetabuk (birebir örtü halinde olması göz önüne alınarak “… Petrol Tur. Ltd. Şti. hisselerinin satış ve devrine konu protokoldür.” Başlıklı evrakta yer alan ad-soyad ve imzaları ihtiva eden bir bölümün kullanılarak boş bulunan belge arka yüzünde ise senet formatının aktarılarak ve ilgili boşlukların doldurulup kasa ve imzaların atılması ile sahte senet haline dönüştürülmüş olduğu kanaatince varılmıştır.” denilmektedir.
Mahkemece bu raporların esas alınarak sahte senedin oluşturulduğu sonucuna varılmış olup menfi tespit davası kabul edilmiştir. Menfi tespit davasının kabul kararı kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediği halde kesinleştiğinden söz edilerek icra mahkemesi kararı kaldırılıp takibin borçlular yönünden durdurulması kararı verilmesi isabetsiz olup bozma kararı bu yönü ile doğrudur.
Ancak yukarıda belirtilen rapor içerikleri değerlendirildiğinde, borçlunun borçlanma iradesi olmaksızın başka bir amaçla bir protokole atılan imzalar kullanılarak elde edilen belgenin arka yüzüne senet formatının aktarılarak doldurulmak suretiyle senet haline dönüştürüldüğü, bu haliyle takibe konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğinden bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı içermesi unsurunun eksik olduğu anlaşılmaktadır. Şu hale göre alacağın varlığı ve miktarı yargılamaya muhtaç hale geldiğinden ve genel hükümlere göre dava açmak sureti ile alacağı ispat ederek hüküm almak yükümlülüğü de alacaklıya ait olduğundan, takibin İİK nun 170/a maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerekmekte olup bu gerekçe ile kararın bozulması görüşünde olduğumdan çoğunluğun işin esasının incelenmesi gerekçesi ile kararın bozulması yönündeki gerekçesine katılamıyorum.06.12.2023