Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/8489 E. 2023/8353 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8489
KARAR NO : 2023/8353
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, icra takibinde ipotek veren olduğu anlaşılan şikayetçinin … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’ nin 2022/1192 sayılı dosyasında satışı yapılan ve takipte ipotek veren sıfatında olan …’e ait … numaralı bağımsız bölümün ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu,
İlk Derece Mahkemesince, şikayetin “.., İİK’nın 134. maddesinde sayılan ihalenin feshi sebeplerinin sübut bulmadığı, ” gerekçesi ile REDDİNE, karar verildiği,
Şikayetçi tarafından, işbu karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçeleri yerinde görülerek, şikayetçiye para cezası verilmesi gerektiği belirtilerek yeniden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyada öncelikli sorun şikayetçinin sıfatı ve buna bağlı olarak İİK. nun 7343 sayılı Kanun ile değ. 134. maddesindeki istisna taraflar dışında yatırılması gereken nispi harç ve teminata gerek olup, olmadığıdır.
İcra takibi sırasında, 2004 sayılı İİK’ na göre yapılan ihalenin feshine ilişkin hususlar Kanunun 134 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İhalenin feshi davaları daha önce başvuranın kim olduğuna bakılmaksızın maktu harca tabi iken 2004 sayılı İİK’nın 134. maddesinde değişiklik yapan ve 30.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı kanunun 27/4. maddesi ile ihalenin feshi davasını “ Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerin” açması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi kılınmıştır.
Ayrıca ihalenin feshi talebinde 7343 sayılı kanunun 27/5. maddesi ile davayı “ Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler” teminat yatırmakla yükümlü kılınmıştır.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden icra takibinde ipotek veren olduğu anlaşılan şikayetçinin kendi taşınmazı dışındaki diğer bir taşınmazın ihalesinin feshini isteği, Dairemiz uygulamasında salt ipotek veren şikayetçinin başka bir taşınmaza yönelik ihalenin feshini talep etme yetkisinin olmadığı, bu durum itibarı ile şikayetçinin İİK. nun değ. 134. maddesindeki satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerden olduğu ve davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargı harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harçtan muaf olanlar dışındaki davacının harç yatırması zorunluluğu, HMK’ nın 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından değildir.
Dava harçları özel kanun ile düzenlenmiştir.
Kanunun ” Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi ” başlıklı 30. maddesi ” Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu ( HMK. md.150 ) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.
” hükmünü içermektedir.
HMK. ya göre bir şartın tamamlatılması, Mahkeme tarafından ilgilisine usulüne uygun şekilde süre verilmesi halinde mümkündür.
Verilecek süre yasal düzenlemeye uygun değil ise hukuki sonuç doğurmaz.
İİK’nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi bu yasal düzenlemelere göre değerlendirildiğinde;
İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek yada tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılacağı tartışmasızdır.
Aynı şekilde ihale bedelinin % 5′ i oranında teminat yatırılması da şarttır.
Yukarıda da açıklandığı üzere dava açılırken alınması gereken harç, dava harcı olup, Harçlar Kanuna göre dava açılırken alınır.
Noksan yatırılmış ise Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde belirtilen usul ile tamamlatılır. Harç tamamlanmaz ise yaptırımı da yine aynı maddede düzenlenmiştir.
% 5 teminat ise yine harç gibi dava açılırken yatırılmalıdır.
Teminat, HMK’nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartıdır. Dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlanması için (harcı tamamlanmayan davaya devam edilemeyeceğinden) öncelikle harç tamamlatılmalı, sonra teminatın yatırılması için davacıya HMK. nın 115. maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmelidir.
Harcın yatırılmamasının yaptırımı, ” …davanın açılmamış sayılması,” harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımı ise “…davanın dava şartı noksanlığından usulden reddidir.”

Açılmamış sayılma ve usulden ret kararlarının hukuki sonuçlarının farklı olduğu izahtan varestedir.
Mahkemece, icra takibinde ipotek veren olup, kendi taşınmazı dışındaki bir başka taşınmazın ihalesinin feshini isteyen şikayetçiye öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5′ i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacıya nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmektir.
SONUÇ :
Yukarıda yazılı nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’ nin 13.09.2023 tarih ve 2023/1011 E. 2023/1614 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 11.04.2023 tarih ve 2023/339 E. 2023/756 K. sayılı kararının re’sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.12.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

(M) (M)

…’in Karşı Oy Yazısı:
İcra İflas Kanununda şikayet ve şartları başlığı altında yer alan, şikayetin yargılama usullerine dair 18. maddesinde İcra Mahkemesine arz edilen hususların ivedi işlerden sayıldığı belirtilerek 3. fıkrada aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesinin icra davasının açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder, duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir … açık hükmü yer almaktadır.

İhalenin feshi istemi İcra Müdürünün yaptığı ihale işlemine yönelik şikayet olup, dava prosedürüne değil İcra İflas Kanunundaki şikayet prosedürüne tabiidir. İcra İflas Kanununda şikayet yargılama usulü açıkça düzenlendiğinden HMK’da yer verilen dava şartı tamamlanması, müracaata bırakma, yenileme vs. müesseselerin uygulanması söz konusu olamaz. Kaldı ki, yasal düzenlemenin amacı da zaten ivedi olması gereken icra yargılamasının ihalenin feshi davalarında daha da ivedileştirilmesi, ihalenin kesinleşmesinin gereksiz önüne geçilmesini, engellemektir.
Bu durumda ihalenin feshini isteyen 3. kişiye nisbi harcın yarısını ve teminatı yatırması için süre verilmesi, yatırılmadığı takdirde istemin usulden reddi kararı verilmesi görüşünde olduğumdan kararın farklı gerekçe ile bozulması görüşüne katılmıyorum.

Dr. …’in Karşı Oy Yazısı:
İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötüniyetle talep edilmesini engellemektir.
İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenlerde sayılmıştır. İİK’nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarını karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”
İİK’nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134.maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ve ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında sayılmayan kişilerin ”… ihalenin feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nisbi harca tabiidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü halinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve itirazı halinde iade edilir. Talebin reddi halinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı

ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir…” İhalenin feshi aslında bir tür şikayet olmakla birlikte önemi nedeniyle ihalenin feshi sebeplerini ve prosedürü ayrıca düzenlenmiştir. İİK’nın 134. maddesi pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak eden kişileri ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında saymakla birlikte bu kişiler ihalenin feshi isteminde bulunabilmesinin diğer ihalenin feshini isteyecek ilgililere göre daha ağır şartlara tabii tutmuş ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinde nisbi harca tabi olduğunu ve ayrıca ihale bedeli üzerinden %5 oranında teminat göstermesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak uygulamada sırf ihale sürecinin uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacı ile hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshi talep edilmesinin önüne geçilmesi ihale sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması gösterilmiştir.Getirilen bu düzenlemelerin hak arama özgürlüğüne uygun olup olmadığı ayrıca bir tartışma konusu olmakla birlikte özellikle İİK’nın 134/3 fıkrasında sayılanların dışında kalan kişilerin ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinden nisbi harca tabi olması hükmü lafzı itibariyle fıkrasının konuluş amacına hizmet etmeyen bir hükümdür. Şöyle ki bu maddede sayılanlar dışındaki kişilerin nisbi harcı eksik yatırması halinde Dairemiz çoğunluk görüşüne göre Harçlar Kanunu 30. maddesi uyarınca işlem yapılması sonrasında, teminatı yatırtıp sonuca gidilmelidir. İcra mahkemesi nisbi harcın yatırılması için süre vermesi verilen süre içinde harç tamamlanmaz ise mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanununun 30. maddesinin yollaması ile HMK’nun 150. maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve süre içinde harcın ikmal edilerek yenileme talep edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Oysa bu hükmün konuluş amacı kötüniyetle ihalenin kesinleştirilme sürecini uzatmaya ilişkin ihalenin feshi taleplerini önlemek olup İİK 134/3 fıkrasının bu şekilde anlaşılıp uygulanması ihalenin hukuki yararı olmaksızın geciktirilmesine yönelik feshi taleplerinin önünün açılmasına sebebiyet verecektir. HMK 150. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasının kesinleşmesine kadar ihalenin kesinleşmesi mümkün bulunmayacaktır.
Nisbi karar ve ilam harcı konusu para veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hükmolunan değer üzerinden alınan bir harçtır. Harçlar Kanunun 32.maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Davanın reddine karar verilmesi durumunda ise nisbi karar ve ilam harcına tabi bir dava olsa dahi sadece maktu harç ödenir. ( 1 sayılı Tarife, A.III,2.a.)
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilamın harç konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır.
7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir. Bu hükümlerden İİK’nun 134/3 maddesinde yazılı nisbi harcın Harçlar Kanunun anlamında yatırılan harç niteliğinde olmadığı, kötü niyetli ihalenin feshi taleplerinin üzerine geçme amacı ile maddede yazılan kişilerin ihalenin feshi taleplerini zorlaştırmak için bir araç olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Zaten madde gerekçesinde de bu amaç açıkça belirtilmektedir. O halde İİK’nun 134/3 hükmünde yer alan ifadeden hareketle harcın yatırılması ön şart olarak değerlendirilmeli verilen süre içinde tamamlanmaması halinde talebin reddine karar verilmelidir. İİK 134/3. maddesinde “talepte bulurken teminat gösterilmesi şarttır.” görüşünden

hareketle teminat şikayetin ön şartı olup, teminat gösterilmemesi halinde teminat yatırılma için süre verilmeden reddedilmelidir. Teminat HMK m.114/ı-ğ ve 5.115/2 hükmüne göre yargılama şartı olarak değerlendirilmelidir. (Aslan, Kudret. İhalenin Feshi Hakkında 7343 sayılı Kanunda Yapılan Değişiklikler ve Bunların Değerlendirilmesi” AHBVÜHFD. Y. 2022 C.26S.4, s.1-35) (Aşık, İbrahim/Oruç Yakup/ Tok Ozan/Şaşar, Ömer Faruk; İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2023, s.314)
Bu nedenlerle Harçlar Kanunun hükümlerinin ihalenin feshi yargılaması bakımından aynen uygulaması gerektiği görüşüne katılamıyorum. Harçlar Kanunu 32. maddesinde yazılı hüküm ile 30. maddesi hükmünün ve dolayısı ile HMK 150 madde hükmünün ihalenin feshi şikayetinin niteliği gereği uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira İİK 134/5 fıkrası ” ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren 20 gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir ” hükmü düzenlemekte olup şikayeti düzenleyen İİK’nun 18/son fıkrasında da benzer ifadeler yer almaktadır. HMK 150 uygulaması şikayetin niteliği ile de bağdaşmamaktadır.
Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin feshini isteyen şikayetçi üçüncü kişiye nisbi harcın yarısının ve teminat yatırılması için iki haftalık süre verilmesi yatırılmadığı taktirde istemin usulden reddi ile birlikte şikayetçi aleyhinde para cezasına hükmedilmesi gerekçesi ile kararın bozulması görüşünde olduğumdan kararın değişik gerekçe ile bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.06.12.2023