Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/802 E. 2023/604 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/802
KARAR NO : 2023/604
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kesin olması nedeni ile HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve … İcra Dairesinin 2017/241 Esas sayılı dosyasına yönelik şikayetin HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davalı, davada kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tesbit edilen 3.400,00 TL maktu ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1- Şikayetçi şikayet dilekçesinde; … İli, … İlçesi, … Mahallesi 819 Ada 9 Parselde kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğunu, haczi 20.09.2021 tarihinde öğrendiğini, taşınmazın haline münasip evi olduğunu belirterek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir

II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1-Şikayetçi istinaf dilekçesinde; geçici olarak şikayete konu taşınmazda yaşamamasının taşınmazın haline münasip evi olduğu gerçeğinin değiştirmeyeceğini, meskeniyet şikayeti için şikayete konu taşınmazda ikamet etmesinin zorunluluk olmadığını, ayrıca keşif yapılmayıp bilirkişi görüşüne başvurmadan verilen kararın eksik inceleme neticesinde alındığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2-Alacaklı istinaf dilekçesinde; lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, davalı tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı vekalet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu, dava konusu edilen vekalet ücretinin, İİK’nın ”İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi” başlıklı 363. maddesinin 1. fıkrasındaki kesinlik sınırı olan 18.710,00 TL’yi geçmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin esastan incelemeye geçilmeksizin İİK 363/1, HMK’nın 346 ve 352. maddeleri gereğince usulden ve İİK 365/3 maddesi uyarınca kesin olarak reddi gerektiği kanaatine varıldığı, İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerektiği, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği, şikayete konu haczin 06.09.2018 tarihli olduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK’nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, bu süre içerisinde davaya konu taşınmazın satışının istenmediği ve böylelikle şikayet tarihi olan 22.09.2021 tarihinden önce haczin düştüğünün görüldüğü, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığı, HMK’nın 114/1- h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, HMK 353/1-b-2 maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği, davalının istinaf başvurusununu usulden reddi, davacının istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine şikayetin HMK’nın 114/1- h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine dair yeni bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kesin olması nedeni ile HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacının … İcra Dairesinin 2017/241 Esas sayılı dosyasına yönelik şikayetin HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davalı, davada kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tesbit edilen 3.400,00 TL maktu ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları belirterek BAM kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık konusu, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16,17,18 ve 82/1-12. maddesi,

3. Değerlendirme
İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.

Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaz üzerinde şikayet tarihi itibariyle 06.09.2018 tarih ve 04.12.2020 tarihli hacizler bulunduğu, hangi hacze yönelik olarak şikayet yoluna başvurulduğunun açıkça belirtilmediği, 06.09.2018 tarihli hacze yönelik olarak satış isteme süresi geçmiş ise de, 04.12.2020 tarihinde konulan haczin, yürürlükte olan İİK’nın 106. maddesi uyarınca satış isteme süresinin şikayet tarihi itibari ile geçmediği görülmektedir.

Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 04.12.2020 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma hakkı vardır.

O halde, bölge adliye mahkemesince, borçlunun 04.12.2020 tarihli hacze yönelik haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak süresinde olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de,
1-Şikayetçinin istinaf başvurusu gerekçeye yönelik kabul edilip ilk derece mahkemesi kararı kaldırırken aleyhe olarak vekalet ücretine hükmedilmesi,

2-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 363/1.maddesine göre; istinaf yoluna başvuru süresi, tefhim veya tebliğden itibaren on gündür. Somut olayda; ilk derece mahkemesince kararın alacaklı vekilinin yüzüne karşı 12.04.2022 tarihinde tefhim edildiği, alacaklı vekilince istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 08.06.2022 tarihinde sunulduğu, buna göre istinaf isteminin süresinde olmadığı gözetilerek alacaklının istinaf başvurusunun süreden reddi gerekirken kararın kesin olduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının resen BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.