YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/680
KARAR NO : 2023/1400
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ihalenin feshi şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkiline satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği, ipotekli taşınmaz için yapılan kıymet takdirinin gerçeği yansıtmadığı, takip açılışından, ihalenin gerçekleştirilmesine kadar müvekkiline yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu, kıymet takdiri kesinleşmiş ise de, kıymet takdirinin yapıldığı tarih sonrasında ülkemizde gayrimenkul piyasasında ciddi anlamda fahiş tutarlarda bir artış olduğunu, satış ilanının tirajı düşük gazetede yapıldığı, ilanda taşınmazların önemli vasıfları belirtilmeksizin ihaleye çıkartıldığı, bu durumun ihaleye katılım ve talebi olumsuz yönde etkilediği, ihalenin usulüne uygun yapılmadığı, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle ihale edilerek müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu belirterek, ihalenin feshine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet konusu taşınmazın takdir olunan değerinin 2.760.000,00 TL olduğu ihale sonucunda ise satışın 2.901.000,00 TL olarak gerçekleştiği, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, davacı açısından bu taşınmaz yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden, ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmadığı, davacının ihalenin şekli unsurlarına ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığı ihalenin usul ve yasalara uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu istinaf başvurusunda; müvekkili açısından zarar unsurunun gerçekleştiğini, ülkede son zamanlarda gayrimenkul fiyatlarındaki artış nedeni ile taşınmazın ihale tarihindeki değerinin 3.600.000,00 TL’den bile yüksek olduğunu, müvekkilinin yapılan tebligatların usulsüz olması nedeni ile ihaleden haberdar olmadığını, icra dosyası kapsamında ipotekli taşınmazın satış kararı alındığı tarihten itibaren ihalenin yapıldığı tarihe kadar birçok eksiklik ve usulsüzlükler yer aldığını, satış ilanının tebliğ edilmesi gereken tüm alakadarlara tebliğ edilmediğini, taşınmazın açık Artırma Şartnamesi ve Tutanağında ÖTV’nin de ihale alıcısı tarafından yatırılacağı belirtildiğini, ancak satışa çıkan taşınmazın niteliği ve işin gereği olarak Özel Tüketim Vergisinin tahsilini gerektiren bir husus bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, ihaleye konu taşınmazda zarar unsuru gerçekleşmediği, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı borçlu vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihalenin feshi şikayetinin reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesi, İİK’nın 128/a., 134/8. maddeleri
3. Değerlendirme
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; borçluya çıkarılan kıymet takdir raporu ve satış ilanının “muhatabın tebliğ anında adresinde bulunamaması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan oğlu … … imzasına tebliğ edilmiştir” şerhi ile tebliğ edildiği, kendisine tebligat yapılanli …’ ın aynı icra takibinin diğer borçlusu olduğu görülmektedir.
Bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan her iki tebliğ işlemi hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür.
Öte yandan, İİK’nın 128/a madddesi uyarınca; kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporunun, borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
İİK’nın 134/8. maddesinde; “İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur” düzenlemesi yer almaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden düşük değere satıldığını da ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelden daha az ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.