Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/5616 E. 2023/6966 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5616
KARAR NO : 2023/6966
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle ihalenin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesince zarar unsuru gerçekleşmediğinden şikayetin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ileri sürülen istinaf nedenleri incelenmeksizin kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda İİK’nın 150/e maddesi uyarınca yasal sürede satış istenmediğinden takibin düştüğü, bu tarihten itibaren yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğu gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir.
COVİD-19 hastalığının, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde Pandemi olarak ilan edilmesinin ardından, ülkemizde buna ilişkin ilk yargısal tedbir, duruşma ve keşiflere ilişkin olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği tarafından 13.03.2020 tarihinde alınmış, bunu takiben 22.03.2020 tarihinde, İİK’nun 330. maddesine dayanılarak, İcra ve İflas Takiplerinin Durdurulması Hakkında 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yayımlanmıştır. Buna göre; COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında Karar’ın yürürlüğe girdiği tarihten (yayım tarihi olan 22.3.2020’de.) 30.04.2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir. Pandemi sürecinde yargısal tedbirlere ilişkin yapılan en kapsamlı düzenleme ise 25.3.2020 tarihinde kabul edilerek 26.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun’un Geçici maddeleri olup söz konusu Kanun’un Geçici 1. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler;

6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.
Bu Kanun’la belirtilen süreler 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, 30.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre de, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresi 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmıştır.
Haczin konulduğu tarih itibariyle yürürlükte olan İİK.nun 106.maddesinde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, icra emri tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK’nın 150/e maddesinde; “Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet 6 ay içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet bir sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin her iki borçluya 03.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından 14.04.2020 tarihinde satış talep edildiği ve 14.04.2020 tarihinde satış avansının dosyaya yatırıldığı görülmüştür. Bu durumda, alacaklı tarafından yukarıda belirtilen durma süreleri dikkate alındığında yasal sürede satış talep edilerek satış avansının da dosyaya yatırıldığı anlaşılmaktadır.
O halde, alacaklı tarafından yasal sürede masrafı da yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulduğuna göre, Bölge Adliye Mahkemesince bu gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmiş olması yerinde olmadığından, borçlu tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 14.04.2023 tarih ve 2023/438 E. – 2023/864 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 01.11.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.