Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/5404 E. 2023/5545 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5404
KARAR NO : 2023/5545
KARAR TARİHİ : 02.10.2023


MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1512 E., 2023/1839 K.

DAVALI/BORÇLU : …

HÜKÜM/KARAR : Kabul/İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması/Yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/170 E., 2022/130 K.

Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili müvekkili hakkında verilen karar kesinleşmeden fer’ilerinin takibe konulabileceği halde icra müdürünün dayanak ilamı menfi tespit olarak değerlendirip taleplerinin reddine karar verdiğini yalnız dayanak ilamın her ne kadar menfi tespit davası olarak açılmış ise de yargılama sırasında istirdat davasına dönüştüğünü eda hükmünün içeriği itibariyle kesinleşmeden infazın mümkün olduğunun beyanla icra müdürlüğünün davalıya icra emri gönderilmesine ilişkin taleplerinin reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Cevap dilekçesi verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayet tarihi itibariyle takibe konu ilam henüz kesinleşmediğinden menfi tespit davası istirdata dönüşmüş olsa da bu ilamın kesinleşmeden infazı mümkün olmayacağı bu itibarla icra müdürlüğünün dayanak ilamın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle icra emri düzenlenmesi talebinin reddine yönelik vermiş olduğu kararda usul ve yasaya herhangi bir aykırılık görülmediğinden şikayetin esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu kararın müvekkil alacağı ”248.425,35 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde olmasına rağmen; alacağın ve yargılama giderlerinin müvekkiline ödenmesi için geçilen takipte ödeme emri tebliği için kesinleşme istenmesinin yasal olmadığını, davanın istirdat davasına dönüşmüş olup, hükmünde açık olduğunu, haksız kesinti miktarı belli olduğundan ve müvekkilinden tahsilat da yapılmış olduğundan bakiye harç yatırılarak davanın haksız kesintinin istirdatına dönüştürüldüğünü belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, takibin devamına ve şikayete konu memur işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile icra müdürlüğünün alacaklı tarafça ibraz edilen mahkeme kararı ile ilgili olarak talep doğrultusunda ve yerine getirilmesi istenilen ilama uygun şekilde icra emri düzenlemesi gerektiği, bu konuda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığı, takibe konu edilen mahkeme kararının kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği yönündeki şikayetin ancak kendisine icra emri gönderilen takip borçlusu tarafından ileri sürülmesi gerektiği, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile 07.03.2022 tarihli işlemin iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

İcra ve İflas Kanunun 72 nci maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları kapsamında menfi tespit davası açılması ve yargılama sırasında menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi halinde menfi tespit davasının kabulü hâlinde kararın uygulanması için kesinleşmesi gerektiği gibi, dava safahatı sırasında yapılan ödeme nedeniyle menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olması halinde de hükmün icrası için kararın kesinleşmesi gerektiği, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava sırasında istirdata dönüşen menfi tespit davasının icrası için kesinleşmesinin gerekmediğine yönelik alacaklının şikayetine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 16., 32., 72. maddesi, ve sair mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.