Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/349 E. 2023/6813 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/349
KARAR NO : 2023/6813
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Hakkında yapılan ve kesinleşen takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kısmen kabul kısmen reddine, takip dosyasında şikayete konu hacizli taşınmazın bilirkişiler tarafından tespit edilen 295.000,00 TL üzerinden satışının yapılmasına, satış bedelinden 110.000,00 TL’nin sosyal ve ekonomik koşullarına uygun mesken alması için kesinti yapılmaksızın borçluya verilmesine, aşan miktar yönünden davanın reddine karar verildiği, borçlunun ve alacaklının ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; her iki tarafın da istinaf kanun yoluna başvuru nedenleri yerinde olmamakla birlikte İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, takip dosyasında şikayete konu hacizli taşınmazın 110.000,00 TL’den satışa çıkarılmasına, bu miktarın üzerinde satılması halinde, 110.000,00 TL’nin şikayetçi borçluya verilmesine, fazlasının icra dosyasında hak sahiplerine ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, borçlu icra mahkemesine 09.12.2019 tarihinde yaptığı başvuruda; kayden maliki olduğu … 1. Kat, 2 numaralı bağımsız bölümün haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme

tarihi esas alınmalıdır.
Dosya kapsamında takibe dayanak ilamın Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklı alacağa ilişkin olduğu, mahkemece yapılan ilk yargılamada Kastamonu İş Mahkemesi’nin 2018/102 E. – 2018/494 K. Sayılı 08.11.2018 tarihli kararıyla; “davanın kabulü ile 37.908,77 TL kurum zararının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine” şeklinde karar verildiği, kararın davalı (işbu dosya davacısı) borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/3036E. – 2019/1932 K. Sayılı 20.12.2019 karar tarihli ilamıyla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda 06.04.2021 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı (işbu dosyada davalı alacaklı) kurum ve davalı (işbu dosyada davacı borçlu) tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2021/1312 E.- 2021/1442 K. sayılı 23.09.2021 karar tarihli ilamı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı taraflar vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuş olup Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2022/1165 E. – 2022/6095 K. Sayılı 21.04.2022 tarihli ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihi 09.12.2019 olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf incelemesi sırasında takibe dayanak ilamın ortadan kalkarak konusuz kaldığı görülmekle, şikayetçi borçlu vekili tarafından 19.07.2022 tarihinde icra müdürlüğünden, takibe dayanak ilamın konusuz kalması sebebiyle dosyadan konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmekle, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli tensip tutanağında takip dosyasından konulan hacizlerin talep doğrultusunda kaldırılmasına karar verildiği ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne haciz terkin yazısı gönderildiği görülmektedir.
O halde, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli haczin kaldırılması kararı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden önce olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesine göre şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 10.11.2022 tarih ve 2021/725 E.- 2022/1559 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.