Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/3363 E. 2023/3035 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3363
KARAR NO : 2023/3035
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3623 E., 2023/464 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/812 E., 2022/1038 K.

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile Ankara 12. İcra Dairesinin 2022/6583 Esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf kanun yolu başvuru isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

I. TALEP
Alacaklılar icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; davalı borçlu aleyhine 01.10.2017 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçlu tarafa 22.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun süresinde verdiği dilekçe ile müvekkiline çıkarılan tebligat içeriğinde ödeme emri bulunmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, kira sözleşmesinde Elazığ İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahsedilmiş olup, kiralananın adresinin ve borçluların adresinin Elazığ ili olduğunu, usul ekonomisi ilkesinin esas alınacağı göz önünde bulundurulduğunda yetkili icra daireleri Elazığ İcra Daireleri olduğunu, Ankara İcra Dairelerinin yetkisine ve takibe konu borca itiraz ettiklerini, alacaklı gözüken şahsa herhangi bir borcu bulunmadığını, iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek işlemiş ve işleyecek faiz oranı ile faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini, kira sözleşmesinde Ankara İcra Dairelerinin de yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle borçlunun yetki itirazının kaldırılarak Ankara 12. İcra Müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Borçlu cevap dilekçesinde; icra takibinin dayanağı olan kira sözleşmesinin taraflarının tacir olmayışı göz önünde bulundurulduğunda tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını ve kira sözleşmesinde belirtilen Ankara Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili olacağına ilişkin belirlemenin hükümsüz olduğunun açık olduğunu, davacının bu açık hükme rağmen icra takibini Ankara’da başlatması ve yine yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi gereğince gerçek kişiler arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşıldığından takibe dayanak kira sözleşmesinde yazılı Elazığ ve Ankara Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğuna dair kaydın geçersiz olduğu, ilamsız bir takipte yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesinin yollaması ile HMK’nın genel hükümlerine göre belirleneceği, HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olup aynı Kanunun 10. maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK’nın 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardan olduğu, UYAP’tan yapılan adres araştırmasına göre davalı-borçlunun adresi … olduğu takibin 04.04.2022 tarihinde başlatıldığı, davacı alacaklı …’in adresinin Çankaya/Ankara ve davacı alacaklı …’in adresi Merkez/Elazığ olduğu, takibin konusu para borcu olduğundan, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden davacı alacaklı …’in seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan Ankara İcra Dairelerinin de yetkili olduğu gerekçesi ile davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu istinaf başvuru dilekçesinde; davacı/alacaklının yerleşim yeri adresi Elazığ olup, takip dayanağı kira sözleşmesinde bizzat davacı tarafından kendi adresinin “Nail Bey Mah. Yeşildere Sok. No:2-1/4 Elazığ” olduğunun belirtildiğini kira sözleşmesinde kiraya veren olarak davacılardan her ikisinin de yazmasına rağmen kiraya veren adresi olarak tek adres yazılmış olup bu adres de Elazığ adresi olduğunu, tarafların hür iradeleri ile sözleşme yaptıkları esnada kiraya veren adresi olarak birden fazla adres bildirme imkanı olduğu halde bir adres bildirip daha sonra ise farklı bir adresten bahsetmenin açıkça kötü niyet göstergesi olduğunu, İİK yetkiye ilişkin özel düzenleme getirmemiş, yetki konusunun HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri gereğince uygulanacağının hüküm altına alındığını, HMK’da ise genel yetki kuralı (HMK m. 6) gereği icra takibinin (icra takibi haksız ve hukuka aykırı olmakla birlikte) müvekkilinin adresinde açılması gerektiğini, sözleşmeye dayalı para borçlarında ise HMK m.10 gereği sözleşmenin ifa yerinin de yetkili yerlerden olduğu belirlendiğini, yine İİK m. 50 gereği (özel bir düzenleme) sözleşmenin yapıldığı yerde de icra takibi yapılabileceğinin belirlendiğini, gerek davacının (kiraya verenin) adresinin Elazığ olması, gerek kira sözleşmesinin akdedildiği yerin Elazığ olması gerek sözleşmenin ifa yerinin Elazığ olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi tekrar edilmek suretiyle istinaf kanun yolu başvuru isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kira alacağına ilişkin takipte davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan yetki itirazının kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu 50, maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesi, Yargıtay 12. HD’nin 2018/2116 Esas 2019/10662 Karar sayılı ve Yargıtay 8. HD’nin 02.07.2018 tarih 2018/10818 Esas 2018/14693 Karar sayılı içtihatları

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.