Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/3324 E. 2023/3784 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3324
KARAR NO : 2023/3784
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMELERİ : Ankara 9. İcra Ceza Mahkemesi, Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : Borçlunun ödeme şartını ihlali
İNCELEME KONUSU KARAR : Tazyik Hapsi

Ankara 9. İcra Ceza Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/26 Esas, 2019/379 sayılı kararı ile sanık …’ın, borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 01.10.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Ankara 4. İcra Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/34 Esas, 2019/677 sayılı kararı ile sanık …’ın, borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 21.11.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

… Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 15.03.2023 tarihli ve 94660652-105-06-10774-2021-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen ,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.04.2023 tarihli ve KYB- 2023/32693 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I.İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.04.2023 tarihli ve KYB- 2023/32693 sayılı kanun yararına

bozma isteminin;
“Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 tarihli ve 2009/16.HD-188 Esas, 2009/205 sayılı ilâmında yer alan, ” … Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır… Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine 3 aya kadar hapsen tazyik kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı hâlinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlâl kabahatini oluşturmayacaktır… Zira, her bir taksit için ayrı ayrı hapsen tazyik kararı verilmesi halinde, bu kararların her biri infaz yeteneğine sahip olup, usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı sürece, Yasanın aradığı en çok 3 aya kadar tazyik hapsi verilebileceği kuralını aşacak şekilde infaz edilmeleri söz konusu olabilecektir. Yerel Mahkemece yapılması gereken, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazını bekleyerek, eğer kabahatli, bu hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı vermektir. Yerel Mahkemece, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, son taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikâyet üzerine, borçlunun yeniden 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılması yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle yasa yararına bozulması gerekirken, Özel Dairece yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir … ” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
2004 sayılı Kanun’un “Borçlunun ödeme şartını ihlâli hâlinde ceza” başlıklı 340. maddesinin “111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.” hükmü karşısında, aynı borç ilişkisi nedeniyle sanık hakkında bir defaya mahsus olmak üzere 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilebileceği,
Dosyalar kapsamına göre, borçlu sanığın Ankara 17. İcra Dairesinin 2017/3046 Esas sayılı icra takip dosyasından kaynaklı borcu nedeniyle 10/05/2018 tarihli taahhütname ile borcunu 30.10.2018 tarihinde başlayacak şekilde ödemeyi taahhüt ettiği, borçlunun borcunu taahhütnamede öngörülen sürelerde ödememesi nedeniyle alacaklı vekili tarafından yapılan şikâyet üzerine, borçlunun anılan suçtan Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/27 Esas, 2019/380 sayılı kararı ile 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği somut olayda, sanık hakkında aynı taahhüt nedeniyle Ankara 9. İcra Ceza Mahkemesinin 2019/26 ve Ankara 4. İcra Mahkemesinin 2019/34 Esaslarına kayden yapılan yargılamalar neticesinde de, bahse konu anılan Ceza Genel Kurulu kararında belirtilen şekilde Mahkemesince aynı tarihli bonoların aynı borç ilişkisinden dolayı düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin gerekli araştırma yapılmaksızın sanık hakkında tazyik hapsine karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazların kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II.GEREKÇE
1.Sanığın, yargılama konusu eylemleri için 2004 sayılı Kanun’un 340. maddesinde “üç aya kadar tazyik

hapsi” öngörüldüğü belirlenmiştir.

2.2004 sayılı Kanun’un “Borçlunun ödeme şartını ihlâli halinde ceza” başlıklı 340. maddesi “111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

3.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 2/l. maddesinde disiplin hapsi; “Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi” olarak tanımlanmıştır.

4.2004 sayılı Kanun’un da icra suçlarıyla ilgili hükümlerin 331 ilâ 345/b maddeleri arasında, muhakeme usulüne ilişkin hükümlerinin ise 346 ilâ 354 üncü maddelerinde düzenlendiği, icra suçlarının, suç olarak düzenlenmek suretiyle hapis ve adlî para cezası şeklinde yaptırımlara bağlananlar ile disiplin veya tazyik hapsi yaptırımına bağlananlar şeklinde ikili bir ayrıma tâbi tutulduğu, disiplin hapsi veya tazyik hapsinin, bir suç karşılığı olmayıp kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış bir fiil karşılığı olarak uygulanan seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen yaptırımlardır.

5.2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerekir.

6.Kural olarak kambiyo senetleri illetten mücerrettir ve bono da, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir.Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır.

7.Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Ankara 9. İcra Ceza Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/26 Esas, 2019/379 Karar sayılı dosyasında, Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2017/4605 Esas sayılı icra dosyasından 10.05.2018 tarihinde vermiş olduğu taahhüdü ihlâl etmesi eyleminden dolayı 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, Ankara 4. İcra Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/34 Esas, 2019/677 Karar sayılı dosyasında; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2017/10081 Esas sayılı icra dosyasından 10.05.2018 tarihinde vermiş olduğu taahhüdü ihlâl etmesi eyleminden dolayı 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, şikayet konusu edilen taahhütlerin farklı icra takiplerinden kaynaklanan farklı taahhütler olduğu ve Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2017/4605 Esas ve Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2017/10081 Esas sayılı icra dosyalarında takiplere dayanak bonoların aynı borç ilişkisinden kaynaklandığına dair herhangi bir delil bulunmadığı, sanığın aksini ispata yarar belge sunmadığı ve kural olarak kambiyo senetlerinin illetten

mücerret olduğu ve aksine delil sunulmamış olduğu anlaşıldığından, farklı icra takiplerinde verilen farklı taahhütlerden dolayı 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanığın ayrı ayrı cezalandırılması mümkün olduğundan ve bu durumda mükerrer cezalandırma söz konusu olmayacağından, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III.KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.05.2023 tarihinde karar verildi.