YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/326
KARAR NO : 2023/4616
KARAR TARİHİ : 05.07.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı 3. kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; haciz mahallindeki menkullerin, müvekkil şirketin borçlu şirkete satışını yaptığı mallar olduğunu, borçlu ile üçüncü kişi şirketin aynı adreste, aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, aralarında organik bağ olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin şantiye alanında haciz işlemi yapıldığını, borçluya ödeme emrinin bu adreste tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haczedilen menkullerin davacı tarafından borçluya satışı yapılan malzemeler olduğu ve menkullerin teslimin haciz adresine yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarından 3. kişi ve borçlu şirket adreslerinin aynı olduğunun anlaşıldığı, 12.10.2018 tarihli hacizde şirket çalışanı Yağmur Çilingir’in her iki şirketin aynı adreste faaliyet gösterdiğini beyan ettiği, şirketlerin aynı işkolunda faaliyet gösterdikleri, ünvanlarının benzer olduğu, yetkilileri arasında akrabalık ilişkisi olduğu ve borçlu şirketin eski ortakları oldukları, bu koşullarda İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerektiği, karinenin aksinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı üçüncü kişi vekili, haciz mahallinin borçlu şirketin ödeme emrinine tebliğ edilen adres olmadığını, mahkemenin delillerin bir kısmını değerlendirmeye almadığını, tesis edilen hükmün maddi gerçeğe, hakkaniyete ve hukuka açıkça aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile haciz mahallinde borçluya ait evrak çıkmadığı, ancak her iki şirketin ticaret sicilde kayıtlı ortak adreslerinde borçluya ait çokça evrak bulunduğu, borçlunun alacaklıdan satın aldığı menkulleri haciz yerindeki şantiyeye indirilmiş olduğu, malın borçlu ile 3. kişinin birlikte ellerinde bulundurulduğunun kabulü gerektiği, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında ortaklıklar, adresler ve faaliyet konuları yönünden organik bağ olduğu, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı üçüncü kişi vekili, mülkiyet karinensinin müvekkili lehine olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin borçlu şirketten ayrılarak şirket kurduğunu, mahkemenin bu durumu gözardı ettiğini, bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacaklının İİK’nın 99 uncu maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu ile üçüncü kişi şirketlerin belli dönemlerde aynı adreslerde birlikte faaliyet gösterdikleri, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olan Murat Atasoy’un hisselerini kardeşi Mert Atasoy’a devrederek ayrıldığı, borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 8.675,37 TL onama harcı için peşin alınan 2.168,85 TL harcın mahsubu ile kalan 6.506,52 TL harcın temyiz eden davalı/3. kişiden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.