YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2785
KARAR NO : 2023/2236
KARAR TARİHİ : 31.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar dairemize gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366. maddesi yollaması ile temyizde de uygulanması gereken 344. maddesi; “(1) İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünü, 346. maddesi de, “(1) İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.(2) Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükmünü içermektedir.
Bununla birlikte; 120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin “Yargı alanında alınan tedbirler” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında “08.02.2023 tarihli ve 6785 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla olağanüstü hal ilan edilen illerde, yargı alanında hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar veya ilgililer bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler,
b) 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler,
c) Nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler,
06.02.2023 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 06.04.2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar.” düzenlemesine, 7. fıkrasında da “Yerleşim yeri olağanüstü hal ilan edilmeyen iller olan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu kişiler bakımından 06.03.2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır. ” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz istemi nedeniyle gider avansı olan 200,00-TL, temyiz karar harcı olan 179,90-TL ve temyiz yoluna başvurma harcı olan 886,80-TL’nin muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağına karar verileceğine ilişkin ihtarlı davetiyenin, kararı temyiz eden davacı vekiline 26.02.2023 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesi üzerine davacı vekili tarafından sunulan 06.03.2023 tarihli dilekçe ile müvekkilinin …’da ailesi enkazda bulunan bir yakınına yardıma gittiğini, en kısa sürede temyiz harcının yatırılacağını belirtmesine rağmen, muhtırada sözü edilen temyiz harçları ile gider avansının yukarıda ayrıntısına yer verilen 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi de göz önüne bulundurularak 06.03.2023 tarihinden itibaren bir haftalık kesin sürede yatırılması gerekirken 14.03.2023 tarihinde yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Kuşkusuz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366. maddesi yollaması ile temyizde de uygulanması gereken 344. maddesine göre, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisi, bölge adliye mahkemesine aittir. Ne var ki, masraf ve harcın süresinde yatırılmaması halinde dosyanın bölge adliye mahkemesince temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmeden Yargıtay’a gönderilmesi durumunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar)
O halde, gerekli temyiz harçları ile gider avansının verilen kesin süre içerisinde tamamlanmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 31.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.