Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/236 E. 2023/4431 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/236
KARAR NO : 2023/4431
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun easastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/son, aynı Kanunun 18/1. ve 366/1. maddesinin atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/7. maddesi de gözetildiğinde icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:
I. DAVA
Davacı üçüncü kişi vekili; borçlu şirketten özel hastane açılış ruhsatı ile bir kısım tıbbi cihazların satın alındığını, buna ilişkin faturaların mevcut olduğunu, işletme devri olmadığını ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilen adreste haciz yapıldığını, her iki şirketin çalışan, adres ve faaliyet konularının aynı olduğunu, ayrıca davacının işletme unvanından yalnızca TSG ibaresinin çıkartıldığını, alacaklıdan mal kaçırmak için işyeri devri yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı 3. kişi şirket yetkililerinden …’in 04.08.2017-01.11.2017 tarihleri arasında davalı borçlu şirketin genel müdür yardımcısı olduğu, İbrahim …’ın ise borçlu şirketin eski çalışanı olduğu, haliyle her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu, borçlu şirket çalışanlarının 3. şahıs şirkette çalışmaya devam ettiği, borçlu şirket ile 3. şahıs şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu ve aynı ünvanı kullandıklarını, haczedilen menkullerin borcun doğumundan sonra devredildiği, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak işlem yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkili ile davalı borçlu arasında 12.09.2017 tarihinde imzalanan sözleşmenin özel hastane açılış ruhsatının satın alınmasına ilişkin olup taraflar arasında ticari işletme devrinin söz konusu olmadığını, borçlu şirketin faaliyetine devam ettiğini, 3. kişi şirketin ortaklarından …’in borçlu şirket ortaklarından biri olmadığını, 42 milyonluk bir alışverişin bir andan tamamlanması mümkün olmadığından devir sürecini yönetmek için anılan şahsın borçlu şirkette genel müdür yardımcı olarak göründüğünü belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ödeme emrinin haciz yapılan adreste 18.08.2017 tarihinde borçlu şirketin kaşesi basılarak tebliğ alındığını, anılan adresin borçlunun ticaret siciline kayıtlı resmi eski adresi olduğu, 19.04.2017 tarihinde aynı adreste üçüncü kişi şirket kurulduğu, İİK’nın 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, borçlu şirketin yetkilisi olan …’in aynı zamanda üçüncü kişinin yönetim kurulu başkanı olduğu, üçüncü kişi, şirketin borçlunun mali durumunu bilmediğinin kabulünün hayatın olağan akışına uygun düşmediği, SGK kayıtlarına göre, hastanede çalışan personelin değişmediği, 3.kişi şirketin borçlu şirketin ruhsatı ve demirbaşları ile faaliyetine devam ettiği gibi borçlunun bu işlemlerden sonra diğer ticari işletmesi olan otelini de başkaca bir üçüncü kişiye devrettiğinin faaliyetlerini sonlandırdığının anlaşıldığı, davacı üçüncü kişi şirketin alacaklılardan mal kaçırmak amaçlı danışıklı kurulan şirket olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesini tekrarla müvekkil şirket yetkilisi …’in borçlu şirket yetkilisi olduğu ifade edilmişse de …’in borçlu şirketin yönetiminde çok kısa bir süre ruhsat devir sürecini yönetmek üzere görev aldığını, bir kısım çalışanın müvekkili şirkette çalışıyor olmasının tek başına iki şirket arasında organik bağ olduğunu göstermeyeceği, hastane olarak kamu hizmeti ifa edildiğinden tedavisi-ameliyatları devam eden ve yatan hastalar olduğundan tüm çalışanların bir anda işten çıkarmanın gibi bir durum da haliyle mümkün olmadığı, yapılan ödemelerin tamamının banka aracılığı ile resmi kanallar yolu ile yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nın 96 ncı vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nın 97 ve 99 uncu maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı/3. kişi vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.